bizim çocukluğumuzda zeytin başağı kültürü vardı.
öyle ki, zeytin hasadı yapılır, hasat bittikten sonra köyün çocukları zeytinliklere girer ve hasat sonrası ağaç diplerinde kalan zeytinleri toplardı.
işte buna biz "başak" derdik, bu zeytin başağıdır.
işte ben de ilk paramı, sanırım sene 83 ya da 84'tü bir zeytin hasadı sonrası başak ile alnımın teri ile kazanmıştım.
hiç unutmuyorum, iki günlük zeytin başağı sonrası 60 kilo zeytin toplamış, topladığım zeytinleri de köy meydanında satmıştım...
şimdi bugünün parasıyla hesaplarsak, kilosu 8 liradan satmış olsam 480 lira para yapar. 7-8 yaşlarındaki bir çocuk için çok güzel bir para.
ama tabi sevgili arkadaşlar, o dönem ülkemizde bolluk, bereket vardı.
kimsenin kimsenin hakkında, kazandığında, malında, mülkünde, namusunda, ırzında gözü yoktu. o yüzden bu detayları anlayabileceğinizi sanmıyorum.
şimdi malesef günümüzde zeytin başağı kültürü yok artık. varsa da ben bilmiyorum.
şimdi insanlar silkeleme yöntemiyle zeytin topluyor. vibratörlerle ağaçları titretiyor, ağaçların altına komple toprağı kaplayacak şekilde örtüler seriliyor, bir tek zeytin tanesi bile toprağa düşmüyor, dolayısıyla başak için gelen çocuklara bir şey kalmıyor.
ne bileyim ya, bir göz hakkı, bir başak hakkı vardı eskiden.
şimdi toplum olarak yamyamlaştık...