ağlamak?
küfür etmek tükürük saça saça?
kafayı öne eğip yalvarmak yaradana?
utanmak insan olmaktan ve en çokta aynı dünya'yı böyle insanlarla paylaşmaktan?
sığar mı lan insanlığa?
yok abi anlatamıyorum.
tombi alırken ben küçükken, yanımdaki arkadaşımın alacak parası yoksa anam bana da para vermezdi ayıp diye. salçalı ekmek yerken bakardı arkadaşlarımın eline belki de evlerınde salça yoktur da canı ister diye.
yoksa o'na da yapardı kıça iki şaplak atar "hadi yallah" der kapıyı kapatırdı...
bu ne abi? aynı coğrafyanın evlatları mıyız biz? bu nasıl bi kin? bu nasıl bi beyin yıkamışlık? anlatamıyorum, ceviz büyüklüğündeki beynim patlayacak gibi oluyor bu görüntüleri görünce. her bir kelime kursakta hevesi boğar,o yüzden kelimeleri toparlamak zor.
yazarsam acırım, yazarsam canınız yanar.
lan onlar oyun çocuğu lan. onların ellerindeki kalem, arkanlarına kardeşlik mesajlarına gebe olmalı, bedenleri oyuna hasret...
roketlerin üstüne nice yıllara filistinli çocuklar yazmak! tanım zor abi tanım yakıcı...
ey israil, bi gün bırakabildiğim gün insanlığımı bi tarafa, yapabilirsem şayet mektuplar karalayacağım sana.
roketlere değil ama mektuplara yazdıklarımın ağırlığından ezileceksin kanlı toprağında...
tanım: 2007 yılına girerken israilli bebelerin akranlarına yollayacakları füzelerin üstüne yazılmış not. dünya üzerindeki en anlamlı olanlardan. Aynı coğrafyanın üstünde tay tay adımlarla yürürken o bebeler aha yine tepetaklak olan hayata...zulme ve insanlığa atılan imza.
çocukların yazdığı not. çocuklar!
.... çocuklara değildi bu küfür, rozetleri büyük yüreği ve insanlığı küçük olanlara.
daha küçükken ben, dizim yarıldığında ağlıyordu anam benle birlikte. şimdi bebesinin her bi parçası puzzle gibi savrulmuşken bombalarınızla, o kadına baktıkça anlıyorum anamı ben.
daha sebiyken öğrendim "yetimin saçını okşarken canı acırsa azapların en büyüğünün çekileceğini" de koskoca adam oldunuz öğrenemediniz lan.
daha çok küçükken ben, oynarken oyuncak silahlarla ve ateş ederken yalancıktan nerden bileyim benim yaşımdaki oyun çocuklarının gerçek mermilerin muhatabı olduğunu?
nerden bileyim lan dudaklarının kenarlarında yarım kalan tebessümlerle, onlara hiç mutluluk getirmeyen kanlı topraklara serilip o bedenlerin, düştüğü yerde sadece kin büyüteceğini sonra?
büyüdü işte, büyüttünüz!
sallanırken ben salıncağımda kimler sallanıyor sizin idam sehpalarınızda?
hangi çocuklar tankların uçlarında umuda yelken açıyor ve hangi çocuklar sizin kanlı siyasetinizi anlıyor ki sonra?
hangi çocuğun oyuncakları boş kovanlar ve misket oynarken biz, kimin canı misket mermilerinin ucunda?
çocukken oynarken biz saklambaç oyununu değil ebe olmak, ölmemek için kim nereye saklansın taş üstüne taş kalmayan o diyarlarda?
savaş yok. savaş gereksiz. şakacıktan olsun bunlar tanrım masucuktan...