yalnızlık mezarıma bir yasemin yaprağı düşsün istedim,
ama düşe düşe yüreğim düştü ateşe…
sesine, gözlerine, ellerine hasret;
en derin yeri yüreğimin, ters köşesi!
mutlu olacaktık, mutlu edecektim seni,
içini öpecek, nefesini içime çekecek, sana nefes verecektim.
nasıl çaresizim, nasıl pişman bir bilsen…
hani sıcaklığın,
an-ı hazzı doruğunda,
nerede sohbetin ve gözlerin,
nerede ellerin ve dudakların…
artık yalnızlık mezarımda toprak bile yok boşluktan başka…