alman iş partnerimi istanbul'a davet ettim. pundunu yakalayınca, 'sizde genelev var mı?' diye sordu. var dedim. akabinde yüzüne o bildiğimiz, exotik hatun abazası almanlara mahsus "dostuz değil mi?" coğrafyası hakim oldu.
adam, fahişe bile olsa bir türk kadınına kaymak istiyor. milliyetcilik yapsam, hayır bizim fahişelerimiz bile gavura vermez desem globalizme aykırı düşecek.
sonunda ortağımı kule dibi'ndeki evime davet ettim, mektebe 500 metre uzakta. çayımızı içtik , mektebin yolunu tuttuk.
almanca konuşuyoruz. kapıda iki adam vardı (niye var?), almanca konuştuğumuzu duyunca "no entry" dedi (sözlüklerin kulakları çınlasın).
türkçe olarak, neden giriş yasak diye sordum. adamın yanıtı tarihsel bir kültür anıtı olarak hafızama kazındı:
"falanca bakanlığın genelgesi ile yabancıların genelevde türk fahişeleri ile ilişki kurması, dolayısla kerhanelere girmeleri yasaklanmıştır".
ve ortamdan ayrıldık.
partnerim sordu "ne oldu"?. milliyetcilik adlı bir virüs kerhaneleri bile sarmış, sağlığımızı korumak için içeri almadılar dedim.