cok zaman gecti, cok yol yurudum, cok sey degisti, cok insan geldi gecti, kimisi kaldi, kimisi gitti, kimisini ben kovaladim. hep yolun bitmesini bekledim istemsizce ama bitmiyor. yol hep var. ama geriye donup bakinca da, cok uzaklastigimi sandigim yerden bir iki adim anca ilerlemisim. onca sey ruya miydi? hic biri yasanmadi mi? yoksa cok cabuk mu unuttum? degisime mi direndim? basladigim yere neden hala bu kadar yakinim? uzaklasmaya calistigim sey, degismesi mumkun olmayan benligim mi? gecmiste ne olmus olsaydi, yol bitmis gibi hissederdim? ya da yolda oldugumu unuturdum? beni su an bulundugum noktaya getiren seyler, neleri kacirmama sebep oldu? ne soylemek istedigimi bilmiyorum ama icimi kusmak icin yaziyorum bunlari. kustugum icin cok anlamli seyler degil, anlamli olsa zaten kusmama gerek kalmaz icimde cozerdim belki de. farazi kayra'nin tortu sarkisindan bir alintiyla bitirmek istiyorum satirlarimi.
senden isterim çok basit bir tahmin,
sence ben bu hale nasıl geldim?
söyle ama öyle bir defayla almaz aklım,
az biraz kafam kalın ve az biraz da yalnızım