.
.
.
.
.bir düşün oğlum!
bir düşün ve mezarların hududunu aşma!
kendine güven üstat
babana değil, bir ölüyü koluna takıp dolaşma! öyle zart zurt eşilmez toprağı gidenlerin!
rahat bırak oğlum rahat bırak uyusun
o muhterem "şehidi hürriyet" bey pederin!
hem böyle daha iyi.
çünkü bak ortada
ne yeni bir ingiliz-boer
harbi var,
ne de tebrik isteyen bir ingiliz elçiliği... ölüleri rahat bırak oğlum.
rahat bırak uyusun benim de gidenlerim!
sen de bilirsin ki ben
ne dedemden
miras bekledim,
ne babamdan şeref, şan!
hasep, nesep, kan, soy sop işinde yoğum.
çünkü ne soyu sicilli bir buldoğum
ne de tecrübelik bir tavşan.
ben sadece ölen babamdan ileri,
doğacak çocuğumdan geriyim,
ve bir kavganın adsız neferiyim..
.
.
(bkz: nazım hikmet ran)