bakıyorum da; 18-29 yaş arası oldukça keyifliymiş. bir sürü olumsuzluğa rağmen...
umutlarımız vardı, heyecanlarımız vardı, waits daha iyi okurdu mesela. bukowski okumak daha anlamlıydı.
29-35 arası karanlık donem gibi, kaç kere içten bir kahkaha attın ya da heyecan duydun? diye sorarsanız 2 elin parmaklarını geçmez. her gün bir öncekinin kopyası gibi, bu derece anlamsızlaşmak, hazsızlaşmak, hissizleşmek adamı ipe götürür farkındayım. ancak sevdiklerin için hayatta kalmaya çalışma görevi son nefese kadar devam ederken belki de bir şeyler elimizden tutar ve hayatın surprizlerini, heyecanlarını bize koşulsuz sunar. sunar mı?