kendi açımdan aşağıdaki hikaye dolayısıyla geldiğini düşündüğüm bir isteksizlik durumu var.
aylık geliri 5 haneli rakamları görebilen bir özel sektör çalışanıyım. evliliğimin ilk yıllarında son derece ahmakça yapılmış borçlarım var ve 3 yıldır programlı şekilde bitirmek için çalışıyorum. bu yıl kısmet olursa bitecekler.
ben de hesabımı aylık banka borcu ödemediğim bir yaşam biçimine göre yaptım. ama en son bir hesap yaptım ve gördüm ki, ben borçlarımı sıfırlasam bile üzerimdeki aylık harcama yükünü düşünce elime kalan para maaşımın onda biri. ki sürpriz faktörü ihmal edilmiş durumda. yani beklemediğim 2000 liralık bir masraf çıksa amorte etmem iki ay sürüyor ve muhtemelen kredi kartı borcuna giriyorum.
kiradan kurtulayım desem sahip olmuş gözükeceğim konforu daha düşük bir daireye daha fazla para ödeyeceğim, o kalan %10 u da feda etmekle kalsa duacı olacağım. az mı yemek yiyeceğim hayır. faturalar düşecek mi hayır. daha fazla para kazanabilmek dışında çare gözükmüyor, e bu da zaten elimdeki işten mutsuz olmam demek. yani işe oturup bir sürü zorlukla aptalca mevzularla uğraş, ayın ilk birkaç günü borç rotasyonu da paran var illüzyonu ile avun, kalan 25 gün her alışveriş ihtiyacında stresin katlasın.
ki yaptığım iş hiç boşluğu olmayan bir yoğunlukta it gibi çalışmayı gerektiriyor. insan olacak zamanı kendime ayırmam için acil olmayan işleri erteliyorum. onlar da yığın olduğu yerde lanet ettirecek şekilde üstüme çöküveriyor.
tamam elbette çok daha kötü durumda insanlar var yani onlar yerinde olmak vs. düşünebilirsiniz ama onları arkada bırakmış gözüksen de durum farklı değil. dön dolaş aynı açmaz, geçsin diye saydığın ama geçince huzur bulamadığın yığınla gün. onlardan oluşan hayat; yaşanabilirlik ekside. hadi şimdi kalk da çalış.