Kanımca felsefe, yaşadığımız çağın sorunlarına tanıklık yapan bir disiplin alanı değildir artık. Günümüzde felsefe, kendi litaratüsünde yarattığı kavram fetişizmi ile kendini adeta pasifize etmiştir. Kavramların arasına sıkışmış ve insanlığın gerçek sorunlardan uzaklaşmıştır felsefe. Oysa antik-yunanda felsefe toplumu belirleyen, ona yön veren, onu en ideal biçimde dönüştüren bir dinamikti, şimdi ise akademinin dışına çıkamayan, yeni, farklı ve işlevsel düşünceler üretemeyen bir boyuta indirgenmiştir. Gündelik hayatın sorunlarına ışık tutamayan, yaşadığımız çağın kimliğini saptayamayan bir felsefe var artık karşımızda. Felsefenin işlevsizleşmesiyle beraber, tarihin içinden bugünlere kadar süregelen filozof imgesi de değişmiştir. Günümüzde filozoflar üniversitedeki köşelerinden, oturdukları yerden felsefe yapmakta, topluma nüfuz edememektedirler. Bunun dışında katılımcı ve yetkeci bir felsefe kültürü de yok artık dünyada. Felsefe sanıldığının tam aksine bütünleştirici ve birleştirici değil de, yıkıcı ve ayrıştırıcı bir rol üstlenmektedir insan yaşamında. Pozitivist felsefe her ne kadar felsefenin bu durağan kimliğini yok etmeye çalışmışsa da pek etkili olamamıştır.