hala onu unutamadığını, kocaman bir yaratılışla onu beklediğini, atan kalbinin zerre titreşiminin bana doğru gelmediğini, beni koca bir karanlık olarak gördüğünü, boşa uğraştığımı düşündüğünü, tezatlıklar içinde ona yaslandığını (her ben yanında olmayışımda ve bazen bana yaslanırken bile), beynindeki benin en ücra köşelerde zayıf hatıralara kaldırılacak kadar sönük olduğunu, en anlamsız anında bile bana ümit vermeyecek kadar sabırlı davrandığını, karanlık bir odada elini uzatanın o olduğunu sanıp dünyaları terk eden, sonra ben olduğumu anlayınca buruk mutlulukla kendine geldiğini ve er ya da geç her şey için teşekkür edip bana veda edeceğini düşünüyor.
ve ben sana onu unutturup unutturamayacağımı bilmiyorum.
edit: bu yazıyı silebileceğim gün gelir mi bilmem, gelecekse söyleme; sadece hissettir.