Öncelikle bu entry'i yazmaya başlamadan önce dalga geçmek için yazmadığımı belirtmek istiyorum.
Son zamanlarda evimin çeşitli yerlerinde ciddi silüetler görüyorum bildiğimiz insan kılıklarında silüetler bunlar. Sadece bir karartı şeklindeler fiziksel olarak neye benzediklerini tam olarak söyleyemem bir tanesi hariç.
Evimde 3 tane aktif olarak bana görüneni var. Bunlardan bir tanesi cüce boylu çocuk gibi bir şey ama cidden çok kısa boylu kafasında da aynen cüce şapkalarından var. Buna arthur ismini verdim arthur bu üçlü arasından en aktif olanı sürekli geceleri beni gözetler durur ancak biraz utangaç bir çocuk yanıma yaklaşamaz. Genelde kapıların arkasından beni gözetliyor. Hiçbir zararı yok ancak niyetini belli etse daha memnun kalırdım.
Bir tanesi bildiğimiz 1.78 boylarında erkek silüetli bir eleman. Buna yaprak adını verdim (nedenini sormayın) arthur kadar aktif değil lakin bana yaklaşabilecek kadar da cesaretli. Yaprağı çok sevdiğimi söyleyemem bence son derece itici bir erkek. Zaten arada sırada ziyaret ediyor beni dediğim gibi arthur kadar aktif değil ama sanki sürekli bana dokunmak ister gibi yaklaşma cesaretine sahip. Biraz ürkütücü ve sessiz bir tip varlığını farkettiğim anda derhal yok oluyor (arthur onu farketsem bile beni izlemeye devam ediyor)
Bir diğeri de kıvırcık, kısa saçlı elleri ve ayakları olmayan havada uçan anladığım kadarıyla bir kadın. Bunu sadece iki defa gördüm sanırım ama ona leydi suna adını verdim. Kendisi tıpkı yaprak gibi bana yaklaşabilecek kadar cesaretli ama bir o kadar da özgüvensiz. Farkedildiği anda bu da kaçıyor ama yaprak gibi yok olarak değil süzülerek yavaş ama edalı bir şekilde ortamı terk ediyor. Leydi suna'yı da arthur kadar sevmiyorum ama yaprak denen heriften daha üst sırada benim için.
Üçlü arasından tipini görebildiğim tek kişi leydi suna oldu. Bir palyaço yüzü düşünün yüzü bembeyaz boyalı ama kırmızı renkli olması gereken yerleri de siyah renkte ve sürekli sivri dişlerini göstererek gülümsüyor.
Hiçbirinin bana şu ana kadar zararı olmadı. Leydi suna'yı iki kere falan gördüm dediğim gibi. Arthur'a da alıştım sevdiriyor kendini kerata ama o yaprak yok mu! yaprak gerçekten beni endişelendiriyor. Her seferinde bana o kadar yaklaşmış oluyor ki son anda farketmesem başıma bir şey gelecek diye düşünüyorum.
Her zaman cin dostlarım olsun istemiştim ama yaprak gibisi olmaz olsun.
Lafın özeti en sevdiğim arthur ondan sonra gelen leydi suna ve sonuncusu sevmediğim elemanda yaprak.
Ya artık evin içinde dura dura yalnızlıktan aklımı kaybediyorum ya da gerçekten onları görebiliyorum. Her iki ihtimal de son derece ürkütücü!