büyü ustaları oldukları halde sihir yapmak bakımından divan şiirinde her zaman sevgilinin bakışından saçından boyundan daha maharetli değillerdir. şair sevgiliye yaranacak diye harcanırlar bir bakıma.
"Çâh-ı endîşemde seyr et fitne-i Hârûtunu
Bir nazar kıl gamze-i sehhârına âyîneden"
(düşünce kuyumda harut fitneni seyret
sihirbaz gözüne aynadan bir bak) *
Ey melek rû âb u gilden çıkmadan Âdem henüz
Çâh-ı Babil’de gözün Hârut’a sihr-i âmuz idi.
(Ey melek yüzlü! Adem henüz su ve kilden çıkmadan, senin gözün Bâbil kuyusunda Hârût'a
sihir öğretiyordu. ) *