yaran rüyalar

entry384 galeri
    92.
  1. bundan bir sene öncesine kadar şişli/mecidiyeköy'de ikamet etmekteydim. olaylar da burada gelişiyor. meydandan evime doğru yürüyorum, fakat m.köy biraz değişmiş sanki. biraz köy havası, toprak yollar, garip bir boşluk hissi-ki mediciyeköy'de ara ki bulasın- var her yerde. bildiğin köy aslında.

    neyse, apartmanın önüne geldiğimde farkediyorum ki, otuz kırk kadar tanıdığım kapının önünde toplanmış, beni bekliyor. annem babam ablam, teyzem, kuzenlerim, arkadaşlarım, sürüsüne bereket.. iyice yanlarına gidiyorum, bu gün senin doğum günün diyorlar; "iyi ki doooğğğdun ringooooo, iyi ki doğdun ringooooooooo"

    sağ olun var olun derken teyzem bağırmaya başlıyor, anlam veremiyorum. daha çok bağırıyor, daha çok bağırıyor, sonra çekip gidiyor. *

    neyse, buraya kadar her şey ne kadar da sıradandı.* * * * * sonrasında ise tanıdık kalabalık ile ilginç bir diyaloğa giriyoruz;

    tk: sana bir hediyemiz var.
    ringo: a, ne güzelmiş. nedir?
    tk: sana eşek aldık.
    ringo: ???
    tk: eşek aldık sana. bak, orada.

    soluma dönüyorum, elektrik direğine bağlanmış bir eşek anlamsız anlamsız etrafına bakınıyor.

    ringo: nasıl ya? napıcam ben bunu?

    hemen arkasından utanıp;
    ringo: çok teşekkür ederim.
    tk: yalnız bir şartımız var, eşeği almak istiyorsan.
    ringo: nedir?!?
    tk: eşeği almak istiyorsan göbek atman lazım.
    ringo: ...
    ringo: ???
    ringo: ...

    artık o kadar şaşkınım ki, ne yapacağımı bilemiyorum. insanları kırmamam gerekiyor herhalde, hediye almışlar, ayıptır diye düşünmeye başlıyorum ki, ruyalarda gerçekten gerizekalı olduğumun bir kanıtıdır bu benim için.
    tamam diyorum, başlıyorum göbek atmaya. herkes alkışlarla ritm tutuyor, gülüyor, ooh ooh sesleri gani gani.

    al işte. yeni bir saçmalık daha. o anda görüntüden uzaklaşmaya başlıyorum. uzaklaşıyorum, uzaklaşıyorum ve televizyonun içinden çıkıp oturduğum koltuğa geliyorum. odada 4 arkadaş oturmuş, bunu televizyonda izliyormuşuz. bak seeen. *
    kahkahalar, utanmalar derken, arkadaşlara dönüyorum;

    ringo: olm, bu ne saçmalıktır. nasıl böyle bir şey yaptım ben?
    a1: ahahaha olm asıl geçen seneki doğum günün daha komikti ahahahaha
    ringo: geçen sene ne olmuştu ulan? *
    a2: dur dur onun da kaseti * * * var. koyalım izleyelim hemen ahahaehaheh.

    kaset konuyor, görüntü akmaya başlıyor. bir bakıyorum ki, her şey aynı, yine doğum günü, yine tanıdık kalabalık, yine köylü mecidiyeköy, yine hediye eşek. fakat bu sefer benim yerime bir başkasının göbek atması gerekiyormuş. kim peki? işte bu noktaya hakikaten canım sıkılıyor. bir bakıyorum, * göbek atıyor. bildiğimiz faruk k. hani şu honki ponki torino diye şarkı söyleyen adam. faruk k yahu. bu nedir. nedir bu?

    rüya burada sona eriyor. neyse ki eriyor. geçmiş olsun.

    not: bu rüya özellikle süssüz, gelişi güzel yazılmıştır. rüyalarımız da böyle gelişi güzel seyretmez mi? anlamsızlığı yazı ile desteklemek yerine, yazıyı tamamen aradan çıkarıp rüyanın kendi anlamsızlığını desteklemek tercih meselesidir.
    2 ...