"niyazi bey, istanbul'da bir yankesici tarafından şehit edilmiştir" denilir lakin, kendisi avlonya limanında istanbul'a gelmek üzere iken bizzat koruması tarafından şehit edilmiş ve olay geçiştirilerek üstü örtülmüştür.
zira niyazi bey'i şehit eden koruması bizzat ittihat ve terakki tarafından kendisine tahsis edilmişti.
demek ki niyazi bey'i kendileri için bir tehdit olarak görüyorlardı ve ortadan kaldırdılar. tıpkı yakub cemil gibi...
peki neden niyazi bey'i ortadan kaldırdılar?
çünkü niyazi bey cephe tecrübesi olarak tüm ittihatçılardan daha tecrübeliydi.
onun mücadelesi 1897 osmanlı yunanistan savaşında başladı.
kendisi henüz asteğmen rütbesindeyken, emrindeki küçük birlikle bir yunan taburunu esir almıştır.
ve niyazi bey, osmanlı'nın kokuşmuş düzeninin farkına bu olayla varmıştır.
niyazi bey gösterdiği bu üstün başarı dolayısıyla istanbul'a davet edilmiş, lakin esir aldığı tabur komutanı, müşir kazım paşa'nın henüz 13 yaşındaki askeri okul öğrencisi olan oğlu tarafından esir alınmış gibi sokak sokak gezdirilmiş, paşa'nın oğlu 2 rütbe terfi alırken, resneli tek rütbe terfi ettirilmiş, paşa'nın 13 yaşındaki oğluna 200 altın mükafat verilirken, resneli niyazi'ye sadece 10 liralık bir mükafat verilmişti.
işin özü, resneli'nin osmanlı'dan kopuşu işte budur.
tabi resneli kahraman bir subay, bozulduğu anlaşılıyor bu olay karşısında ve bunun telafisi için kendisine "padişah yaverliği" teklifi yapılıyor, ama resneli bunu kabul etmiyor. bu teklifi kabul etmeyen resneli "sakıncalı" ilan ediliyor ve ambar memurluğu gibi bir görevle pasifize ediliyor...
tam 6 sene boyunca bu pasif görevde kalan niyazi bey'e ihtiyaç hasıl olunca, bölgede ayaklanan sırp ve bulgar çetecilerle mücadele için yeniden aktif göreve döndürülüyor.
bu isyanlarda gösterdiği yararlılık ve kahramanlıklar ile resneli niyazi'nin ünü ordu içinde bir hayli artıyor. ama tabi kendisi devlete küsmüş durumda.
devletin kokuşmuşluğu ve liyakatsizliğin hesabını sormak için fırsat kolluyor ve nihayet 1908'de ilk isyan ateşini yakarak dağa çıkıyor.
eğer 1908'de resneli ve arkadaşları gemileri yakıp dağa çıkmasaydı, ittihat ve terakki ihtilal yapmak için harekete geçemezdi.
resneli niyazi'nin hızlı hareket edişi ve gözü karalığı 1908 devriminin ateşini yakan, ittihat ve terakki'yi harekete geçiren eylemdir.
resneli niyazi'nin bu tavrı ve başına buyruk hareket edişi ittihatçılar tarafından unutulmuyor. "ele avuca sığmaz resneli"yi istanbul'da fazla tutumak istemiyor ve rumeli'ye gönderiyorlar, ama yine de ondan rahatsızlık duyup şehit ediyorlar.
resneli'den rahatsızlık duyuyorlar çünkü, 1897 osmanlı yunan savaşındaki liyakatsizliğin hesabını 2. abdülhamid'den soran resneli niyazi, balkan savaşlarında yaşanan hezimetin hesabını ittihatçılardan soracaktı illa ki...
o hesap sormadan, onu katlediyorlar işte...
devrim kendi evladını yiyor...zira iktidarı ele geçirenler her zaman değişir, ilk önce yola çıktıklarını, arkadaşlarını satarlar...