--spoiler--
" kendisini abd'ye gönderelim, bakalım orada da ingilizce konuşulmasından şikayet ediyor mu bir bakalım. ben bu konudaki öngörümü paylaşayım, büşra öğretmen abd'de ingilizce konuşulmasından rahatsız olmayacak, hatta bir de üstüne o dili öğrenmek için kurslara para akıtacak."
abd'nin türkiye eyaleti olduğunu ve ana dilinin türkçe olduğunu sananlar tarafından eleştirilen öğretmen hanım.
e kadın bunlarla uğraşmış ki ah etmiş lan. sövmediğine dua edin. muahaha.
--spoiler--
birinin bunu yazacağını tahmin ediyordum. yine açıyorum bilal'e anlatan modumu. hazır olun. amerika, ingiltere'den gelen püritenler tarafından istila edilmiş bir kıtadır. kızılderililer bu kıtanın eski yerlileridir ve o yerliler katledilmiştir. ancak katletmekle kültürü öldüremezsiniz. bugün bizim süs eşyası dükkanlarımızda dahi "rüya kapanları" satılıyor. abd'de şu anda neredeyse her milletten insan yaşıyor. ancak hiçbiri türkler ve diğer şark milletleri kadar ingilizce öğrenmeye hevesli değil. amerika küreselleşme adı altında doğu medeniyeti'ni yok etmeye, kendisine göre doğu'da kalan tüm insanları kendi sistemine, kültürüne, ekonomisine entegre etmeye çalışıyor. türkiye batı için bir şişenin mantar tıpası gibidir. asya'nın kapısıdır. yüzyıllardır bu ülkede misyonerler silahsız haçlı seferleri'ni gerçekleştirebilmek için faaliyet gösteriyor. "ılımlı islam" bu ülkede özellikle uygulanıyor. çünkü bu toprakları ele geçirmek demek asya'yı ele geçirmek demek. illa da türkiye'den örnek istiyorsa o kalın kafanız bir şeyleri hazmetmek için, sorun bakalım büşra öğretmen burger king kılığına girmiş abd yumuşak gücünden de rahatsız oluyor muymuş? sanmam. hatta bayıla bayıla yiyordur, yedikçe de abd'ye entegre oluyordur. hindistan'da ingilizce'nin resmi dil oluşuyla ilgili ne düşünüyormuş mesela?
türkiye bir imparatorluk bakiyesidir, yani türkler'in kurduğu, türkler'in hakim olduğu ancak çok çeşitli azınlığı içerisinde barındıran bir ülkedir. eğer siz mardin'de kürtçe konuşulmasından rahatsız olacak kadar türkçe'ye duyarlı iseniz o halde burger king, mc donalds, yves rocher, h&m gibi bir sürü markadan da rahatsız olacaksınız. hatta onlardan daha çok rahatsız olacaksınız, çünkü o markalar batı'nın küreselleştirme silahları. ancak mardin'de konuşulan kürtçe türkiye'ye zararı dokunan ve kasten oluşturulup ülkeye sonradan sokulmuş bir silah değil. doğu anadolu'da zaten kürtçe hep vardı. bu insanlar bizim gerçeğimiz. en büyük cehaletimiz ise pkk'yı kürtler'le özdeşleştirip kürtler'den nefret etmek. pkk, ermeni terör örgütü asala'nın mutasyona uğramış halidir. "kürdistan" adı altında gerçekleştirilmek istenen hayal ise miyadsiyel hayasta, yani ermeni idealidir. öyle ki 1982 senesinde asala sözcüsü hagop hagopyan bizzat kendi ağzyla pkk ile birlikte savaştıklarını söylemiştir.
kürtler pkk'ya katılıyorsa bunda türk olarak bizim de payımız var. biz kendi gerçeklerimize yüz çevirirsek bir anda "öteki" konumuna itmiş oluruz. tarih bilmeden milliyetçi geçinen insanlar bu ülkenin kanseridir. siz çok akıllısınız, çok milliyetçisiniz ya hani? ben size tek bir şey söyleyeyim, mustafa kemal atatürk bu ülkenin gördüğü en büyük milliyetçidir ve adam sizi görse intihar ederdi emin olun. "ne mutlu türküm diyene." ile "ne mutlu türk olana." sözleri arasındaki farkı anlayamayacak kadar zavallısınız siz. konudan o derece uzaksınız. adam bu ülke halklarını bütünleştirmek için canını veriyordu, siz bölün. çok güzel, bravo, alkış. yem olun hepiniz amerika'ya. içimi yakan şey sizin yanınızda biz de yem olacağız.