Okuyan anlayan bile bir konuda siyah ile beyaz kadar zıt sonuç çıkarıyorsa (bakınız; islâm kelimesinin barış anlamına gelmesi ve Allah'u ağbar diye kafa kesen insanlar) arapça metini bu çocuklara dağıtmak yerine bari kendi dillerinde çevirisini dağıtma yapsalarmış.
Yok yani, bu kitap ne diyor neyi anlatıyor diye oraya insan da yollamaya kalkacağız (yine bakınız; yurtdışı tarikatlar cemaatler fetö yüzyılın indiragandi hareketi ve Suriye'de ırak da Allah'u ağbar diye kafa kesenler Cihat ettiğini söyleyen ışid militanlarının çoğunluğu Avrupa vatandaşı olması ve ülkemizde bazı tarikatlar cemaatler holding olması) gibi utanç ve insanlık suçlarını işleyen dinci (dikkat ediniz, dindar değil. Dini ideoloji siyaset rant kimlik çıkar makam mevki aracına dönüştüren) tayfa bu işten kendine rant sağlayacak.
Çok dikkatli olmalıyız.
Unutmayın ki "beyaz adam geldiğinde bizim elimizde topraklarımız onların elinde incil vardı. Bizlere gözümüzü kapamamızı dua etmemizi söyledi. Gözümüzü açtığımızda onların elinde topraklarımız bizim elimizde incil vardı" gerçeğinde işlenen hatayı yapmayalım.
Bu duruma (bilmem nereye Kur'an dağıtılması) topyekûn tükaka yaklaşımı yapmak sığ bir düşünce.
Ama bu tür organizasyonların tarikat cemaat vakıf vs aracıyla değil, denetlenebilir şeffaf akıl bilim ve insanlık yaşam özgürlük evrensel değerler ön planda olan yapılar (örn: kültür bakanlığı diyanet dış işleri üniversiteler) gibi yapılar tarafından yapılmalıdır.
Üstelik Kur'an dağıtmak en son iş.
ilk önce o çocuğa oyun alanı ve doyacak barınacak okuyacak imkan yaşam alanı vermek gerekir de, neyse...
Konu uzamasın.
Plajda bikini ile mayo ile şort ile güneşlenirken gelip size din anlatan tereciye tere satan sarıklı Cübbeli şalvarlı insanlar olduğu ülkede (bu yaşanmıştır) daha fazla yazmak anlamsız.