la cumparsita
la cumparsita, uruguaylı besteci ve müzisyen gerardo matos rodríguez (1897-1948) tarafından bestelenmiş bir müzik eseridir. bütün zamanların en çok tanınan tango parçası haline gelmiştir.
ülkemizde düğün marşı olarak bilinen ''la cumparsita'' aslında mutlulukla hiç ilgisi olmayan, sevgilisi ve arkadaşları, hatta köpeği tarafından terkedilmiş bir adamın hikayesini anlatır.. işte hikayesi...
“la cumparsita, 1917 yılında, uruguay’ın başkenti montevideo’da, 17 yaşında bir mimarlik ögrencisi ve amatör piyanist olan gerardo matos rodriguez tarafından, uruguay karnavalında çalınmak amacıyla bir karnaval marşı olarak bestelemiştir. la cumparsita küçük bir sokak topluluğu ya da karnaval gösterisi anlamına gelir.
gerardo matos rodriguez’ in karnaval marşını, arkadaşı manuel barca, orkestra yönetmeni roberto firpo'ya gösterir. roberto firpo, parçaya kendine ait olan la gaucha manuela ve curda completa adlı iki küçük bölüm ekleyip bazı değişiklikler yapar ve bugün bilinen biçimine getirir ve ilk kez “la giralda” isimli kafede, roberto firpo orkestrası tarafından seslendirilir.
la cumparsita'nın ilk plağının 1916'da roberto firpo tarafından mı yoksa 1917'de alonso-minotto orkestrası tarafından mı çıkarılmış olduğu hala tartışmalıdır. uruguaylı besteci miguel villasboas, besteyi yapan rodriquez' in eserinin telif hakkını 1918'de 50 pesoya buenos aires'teki breyer adında bir müzik şirketine sattığını, eline geçen parayı da at yarışlarında kaybettiğini yazmıştır.
tango orta halli bir başarı gösterdikten sonra bir süre unutulmuştur. ancak, enrique maroni ve pascual contursi tarafindan “si supieras” (bilseydin) ismiyle esere söz yazıldıktan sonra parça yeniden tanınır.yedi yil sonra paris’e giden gerardo, tangosunun dünyaca meşhur hale geldiğini görünce, haklarını geri alabilmek için dava açmış ve ömrünün yirmi yılını bu işe harcamıştır.
tango türkiye'ye, cumhuriyet'in kabulünden sonra 78 devirli taş plaklar ile girdi. o dönemlerde istanbul’da taş plak ve gramofon pazarı oldukça hareketli idi. la cumparsita türkiye'de hızla tanınmaya başladı. bugün türkiye'deki birçok düğünde açılış parçası olarak çalınır.
la cumparsita’ nın, söz yazılmış versiyonunu, julio ıglesias’ ta seslendirmiş ve parça sanatçının 1996 yılında çıkardığı , “tango” albümünde yer almıştır.
si supieras,
que aun dentro de mi alma,
conservo aquel cariño
que tuve para ti...
(eger bilseydin,
ruhumun içinde hala
sana olan o sevgimi taşıdiğımı..)
quien sabe si supieras
que nunca te he olvidado,
volviendo a tu pasado
te acordaras de mi...
(kimbilir belki, eger bilseydin
seni asla unutmadigimi,
geçmişine dönüp baktığında beni hatırlardın)
los amigos ya no vienen
ni siquiera a visitarme,
nadie quiere consolarme
en mi afliccion...
(arkadaşlar artık gelmiyorlar,
ziyaret bile etmiyorlar, bu acımın ortasında
kimse teselli etmek istemiyor beni)
desde el dia que te fuiste
siento angustias en mi pecho,
deci, percanta, que has hecho
de mi pobre corazon?
(gittigin günden beri
göğsümde acılar duyuyorum,
söyle bana kadın, ne yaptın şu zavallı kalbime?)
sin embargo,
yo siempre te recuerdo
con el cariño santo
que tuve para ti.
y estas en todas partes
pedazo de mi vida,
y aquellos ojos que fueron mi alegria
los busco por todas partes
y no los puedo hallar.
(yine de seni hep
o sana duyduğum kutsal sevgiyle anacağım.
ve sen her yerdesin,
hayatımın parçası..
o neşem olan gözlerini her tarafta arıyorum
ve bulamıyorum)
al cotorro abandonado
ya ni el sol de la mañana
asoma por la ventana
como cuando estabas vos,
y aquel perrito compañero
que por tu ausencia no comia,
al verme solo el otro dia
tambien me dejo.
(terk edilmiş yatak odasına
artık pencereden sabah güneşi bile girmiyor
beraber olduğumuz zamanlardaki gibi.
ve şu arkadaşımız köpek bile,
ki senin yokluğunda yemek bile yemiyordu,
dün beni yalnız görünce, o da terk etti beni)