eskiden, turizm sektöründe çalışırken, çalıştığım lüks otele bir arap zengini gelecek, eşiyle yıldönümü kutlayacak filan dendi.
oteldeki rezidans kısmını kapattılar. kendilerinden önce iki minibüs insan geldi, bakıcılarıymış.
üç dört gün sonra vip shuttlelar kapıya yanaştı. iki minibüs insan indi. komple çarşaflı yani burkalı, gözleri dahi görünmeyen kadınlar.
dört gün kaldılar otelde. rezidansın önündeki havuzu kullandılar. kadınların hepsinde silikon, botoks, ne ararsan var. erkekleri deli gibi şampanya ve şarap içti. hatta şişeden içtiler. içemediklerini havuza döktüler. gidecekleri son gün havuza kustular. zannettiğiniz gibi yaşamıyorlar yani.
kendi minibüslerinde nargileler getirmişler. güzelim çimenlerde her bir metrede bir nargile közleri var. sigara paketleri, tabaklar, çanaklar, güneş kremi kutuları, selpaklar, aklınıza ne ama ne geliyorsa yere atılmıştı. bir buçuk aylık buklet malzemesini dört günde tüketmişler ve bunların çöpleri komple ön bahçede, odalarda, yerlerde. bunu anlatmaya çalışıyorum.
abartısız söylüyorum, o ultra lüks rezidans dört günde viraneye döndü. iki katlı, bilmem kaç odalı, ultra lüks çöplük oldu koca yapı.
bunlar gitti. rezidans temizlik için kapatıldı. bütün housekeeping personeli (bilen bilir, housekeepingciler jet gibi temizlik yaparlar. koca koca odaları, salonları onbir dakikada filan temizlerler.) rezidansı dört günde filan ancak temizleyebildi.
