Düğüne gidiyorum ki çok nadir oluyor bu. Nefret ediyorum düğünlerden. Yeni akraba olmuşlar, komşular, oradan buradan tanışılan arkadaşlar, dıdısının dıdıları müthiş bir samimiyet duygusu ile birbirlerinin parmaklarını tutmuş, ayaklarını yere vura vura oynuyor. Bazıları oynarken duvara çıkıyor. Öncesinde en gürültücü halleri ile davullar zurnalar çalıyorlar sokaklarda. Kornalar hiç susmuyor. Kültür farkını buram buram hissediyorum. Yanlış anlaşılmasın bir kültürü eleştirmiyorum, son derece gürültücü bulduğumu söylüyorum. Anlam veremiyorum sadece.
Böyle dans eden insanlardan birinin kızını ya da oğlunu alıyorsun ve evlilik bu dans gibi yaşanıyor. Herkesle evleniyorsun. Orada oynayan şişko teyzeler, masanın altında içki içen amcalar. Herkesin söz hakkı oluyor resmen. Anneler rahat bırakmıyor asla. Kavga ediyorsun, bir bakıyorsun barıştırmak için 99 kişi gelmiş evine.
Evlilikler dediğim gibi aynı bu danslar gibi gürültülü yaşanıyor. Biz sahiden evliliğin iki kişinin arasında yaşanan son derece mahrem anlar bütünü olduğunu anlamış değiliz.
Mesela ben düğün, nişan falan istemem diyorsun, benim kültürümde yok diyorsun, hiçbir şekilde kabul etmiyor karşı taraf. Kabul etmiyorlar ve kız isteme için onlarca insan geliyor evine. Hiç tanımadığın insanlar seni istiyor. Pazarlık yapılıyor bi süre sonra, ben şunu alırım, bunu alırım.
Arkadaş hangi kültür evliliği bizler gibi zorlaştırır ya? Bu kadar kalabalık, gürültü, bunca insan niye işin içinde? Evlenmek bu nedenle saçma. Resmen bu kalabalığa bulaşmak istemiyor genç nesil. iyi yapıyorlar bence.
9 kez evlendim, 14 kez boşandım, ben artık bulaşmıyorum mesela.