70'lerin başlarında "12 mart ortamı"nda neredeyse müridi olduğumuz, baştacımız akademisyen.
o aralar genç bir komünistiz, özellikle hocanın anayasa hukuku ve özgürlükler konusundaki yazılarını içer gibi okuyoruz, dahası mahkemelerde savunmalarımızın dayanakları/argümanları olarak kullanıyoruz. (hocadan çok daha "ileri" bir politik görüşteyiz, yani burjuva ayakçısı değil de harbiden komünistiz yani).
hocamız ömrü birkaç yıl süren "ortam" dergisi ve "yeni ortam" gazetesinin (hiç resimsiz, içi komple yazarlara ve dış basından tercümelere tahsis edilen, haliyle reklam da olmayan bir gazeteydi, bunu okumak ta 12 mart rejiminde suç delili bile sayılırdı bazı über şerefsiz savcılar tarafından) en kafa yazarıydı tabii ki.
birkaç sene sonra 74 seçimi sonucunda chp-msp koalisyonu kuruldu, bu iki zıt anlayıştaki hareketin işbirliğine kılıf aranırken hocanın da bayağı mesaisi olmuştu, hani "tarihsel yanılgı" argümanının yaratıcı ve itekleyicilerinden oldu, ve nazarımızda ilk çentiği aldı. (ne demekti şeriatçılarla laik kemalistlerin işbirliğini normalize etmek...)
daha sonraları kıbrıs meselesinin çözümü amaçlı görüşmelerde tc'nin danışmanı oldu, karşı tarafla hukuki yönden mücadele ederek uğraşmak yerine çamura yatma taktiğini önerdi ve tc de bunu uzun süre uyguladı, özetle "çözümsüzlük te bir çözümdür" mottosuyla ifade edilen tavır/tutum. (bu anlayış tc'yi kıbrıs konusunda dünya nazarında çok kötü bir pozisyona sokmuştu taa annan planı olayına kadar)
hocamız bu ülkeye en büyük kazığını 90'ların başındaki özelleştirmeleri kilitleme olayında atmıştı, şöyle:
chp-shp koalisyonu devrinde tansu hanım başbakan iken telekomun özelleştirilmesine yeltenildi.
o aralar mobil telefon çok primitif, gsm olayı henüz deneme aşamasında, yani asıl iş klasik telefon hatları üzerinde.
ve türk telekom için konunun uzmanları 50+ milyar usd gibi değer biçiyorlardı. (o yıllardaki tc'nin toplam borcu da bu civardaydı).
hoca allem etti kallem etti, özelleştirmeyi yüksek mahkemeden engelletti, olay çıkmaza girdi. (10 küsur sene sonra artık gsm bambaşka bir boyuta geldiği için telekomun sabit hatlarının değeri 10 milyar civarına düşmüştü, nitekim buna yakın değer üzerinden de özelleşti, ama bu arada dolar aynı dolar değildir, dikkatinizi çekeyim. ayrıca hocanın en büyük argümanı olan millilik olayının da ne kadar anlamsız olduğu ortaya çıkmıştı, 2016 darbe girişimi sırasında tc devleti türk telekom'un tüm olanaklarını/altyapısını tüm olarak kullanmıştı).
hocanın en son, "vaktiyle talat paşa'nın ermenil'ere yaptığının benzerini kürt'ler için yapalım, onları suriye'ye sürelim..." önerisini duyduğumda artık film koptu.
hocamız çok kötü sıçmıştı, sonradan bu işi "mübadele" faslına sokmaya çalıştı, hani 1924'teki türk-rum nüfus mübedelesi/değiştokuşu gibi, yani kürt'leri suriye'ye yollayıp oradaki türkmen'leri alma işi (ki 1924 mübadelesi o günlerde çok doğru/gerekli ve temelde çok iyi uygulanmış bir işlemdi, ıvırzıvır aksaklıklarları ayrı) ama bu gafı unutulmadı, en azından vaktiyle onu adam sayıp yücelten bizler tarafından.
en azından, insan vaktiyle ne kadar keklendiğini, yada ne kadar yanlış tiplerin gazına geldiğini düşünüp kötü oluyor.
buyrun size ezber bozacak bir entri.
yukardaki yazılan olayların tümü gerçektir, kişisel yorumlarım ayrı.
tek tek yeşil kısayollar vermek zor geliyor, ama konuları araştırırsanız görürsünüz.