paul auster'in okuduğum ilk kitabı.
öncelikle şunu belirtmek gerekir ki;kitap oldukça sade ve okuması çok kolay.hatta okurken kitabın bölümlerini gözümün önüne öyle rahat getirebildim ki,bir yerden sonra sanki film izliyor tadına döndü okumam.bunun etkisi de izlediğim amerikan filmlerinden olsa gerek.ama zannnetmeyin bu süper kahramanları olan vurdulu kırdılı filmlerden aksine sıradan amerikalıların sıradan hikayelirinin anlatıldığı filmler gibi.bir de filmin ana kısmı newyork'da geçince bu daha da kolay oluyor.
boşanmış yaşlı,genç insanlar.eşiyle,çocuğuyla problemi olanlar.kendisinden çok şeyler beklenip de dibe vuranlar.eşcinseller,lezbiyenler.ailesinden kaçanlar.birilerini bulmak için,o klasik araba yolculukları,moteller.hep aynı mekanlarda yemekler,sohbetler.sohbetlerde geçen o amerikanvari espriler,politik tavırlar...
bunları okuyunca sakın kitap da çok sıradanmış diye düşünmeyin.belki paul auster'in çok okunmasının sebeplerinin başında da sıradan hikayelerin yine sıradan ama son derece etkileyici anlatımıyla okuyucuya sunulmasıdır.
velhasılı okuyunuz...yazarın kitabında belirttiği gibi "insan kitapların gücünü hiç azımsamamalı".