Doğuştan kapalı getiririz ellerimizi. Ama sonra onlarla neler işleriz. Gün olur ellerimizin kazandıklarıyla
yükselir başımıza taçlar giyeriz, gün olur ellerimizin işledikleriyle alçalır uçurumlara düşeriz. Bazı eller bıçak tutar, tabanca tutar, canlara kıyar, hakka, hakikate karşı zulüm işler. Nefreti hak etmiş uğursuz ellerdir bunlar.
Bazı eller çiçek tutar, gül tutar, insanları iyiye, doğruya, güzele, hayra, hakikate davet eder. Sevilmeye, öpülmeye layık müstesna ellerdir bunlar.
Sevgiyle açalım, sevgiyle uzatalım ve sevgiyle tutalım diye dile getirilen eller. Bazen Şefkatle okşayan, bazen de nefretle sıkılan eller. ifade ettiği anlam ile, aslında, insan ruhunun en zengin dili olan eller.
Ve ellerin bize çağrıştırdığı manzaralar…
Eller vardır, nasırlı çehresiyle alın terinden başkasına minnet etmeyen. Öpülesi…
Eller vardır, şefkat duygusunun tercümanı, yavrusunu kucaklayan, bağrına basan.
imrenilesi…
Eller vardır, iyiyi, güzeli ve doğruyu bulmak adına her kapıyı açmaktan yorulmuş ama umudunu yitirmemiş. Görülesi…
Eller vardır, kinin, nefretin, kötülüğün kendisine alet edilemediği. Dostluk, kardeşlik ve sevgi için uzanan. Tutulası…
Eller vardır, şefkatle açılıp insanlığın bütün dertlerini kucaklayacak kadar geniş. Sevilesi…
Eller vardır udda, sazda, kemanda gezercesine kalplere, gönüllere, ruhlara dokunurcasına hareket eden, her uzanışıyla kalpleri fetheden. Eller verilesi, gönüller feda edilesi…
Bugün dünyada ayrım gözetmeksizin tüm insanlığa uzanmış, iyiliklere, güzelliklere ve sevgilere adanmış, kinin, nefretin, kötülüğün kendisine alet edilemediği ellerin hala var olmasından dolayı teselli buluyoruz, mutlu oluyoruz.