Albırt ve kardeşi küçük albırt izmir'e canıtın'ı aramak için yola çıkmışlardı. Yolda sessizlik hakimken uzungöl dinlenme tesislerinde otobüs yarım saatlik mola vermişti. Albırt kardeşiyle yemek yemek için aşağı indiler ve tesislerin yemekhane bölümüne doğru yürümeye başladılar.
Yemekhane bölümüne doğru ilerlerken küçük albırt'ın babasının yakın arkadaşıyla karşılaşırlar. Arkadaşı albırt oğlum burada senin ne işin var bu yanındaki adam kim ve seninle ne işi var diye sorar. Albırt durumdan endişelenir, annesi ve babasına yaptıklarını söyleyeceğinden çekinerek o benim üvey kardeşim. Ukrayna'dan yakın zamanda geldim ve annemle görüşmek isterken yeniden evlendiğini ve bir üvey kardeşim olduğunu öğrendim der. Bir arkadaşıma ziyarete izmir'e gidiyorum onu da yanımda götürmek istedim annem izin verdi ve zaten kendisi de benimle gelmek istedi diye de ekler. O da bu aile dostuna albırt'ın söylediklerini onaylarcasına başını sallar. Ama adamın içinde bir şüphe oluşur yakın arkadaşı olduğu için inanmış gibi yapıp tamam o zaman babanla konuştuğunda ona cansın'ın selamı var dersin der ve uzaklaşır. Uzaklaştığı anda telefona sarılıp arkadaşını aramaya başlar.
O sırada küçük albırt abisine dönüp bu bizim için bir sorun yaratabilir dedi. Albırt da aynısını düşünüyordu ve kardeşinin bunu düşünmesi nasıl kendisi gibi zeki ve pratik zekalı olduğunu anlamasına yetti. Bir katil için düşünmesi gerekenleri düşünüyordu çünkü. Bana da öldürmeyi öğreteceksin diyeli çok fazla olmamıştı ama bu kadar hızlı ve plansız öldürmesi gerektiğini düşünmüyordu albırt.
Hızlıca nasıl olabileceğiyle alakalı düşünmeye başladı. Albırt'a kendisini burada beklemesini söyleyerek hızlıca markete doğru ilerleyip büyük bir bıçak almaya gitti.
Bu sırada küçük albırt'ın babasının arkadaşı cansın defalarca arkadaşı sitivın'ı aradı ancak telefonu açan kimse yoktu. içine şüphe düşen cansın mahallede tanıdığı başka yakın arkadaşını arayıp eve kontrol etmesi için gönderdi.
Bu sırada albırt bıçağı alıp kardeşinin yanına döndü ve ona şimdi seninle adam öldüreceğiz dedi. Küçük albırt gözleri ışıldayarak seni dinliyorum abi dedi.
Duyduğu abi kelimesine alışık olmayan albırt şaşkınlık, mutluluk ve şimdiye kadar yaşayamadığı aile sevgisinin nasıl bir duygu olduğunu hissetti. Anlık duygularını yaşayan albırt kardeşinin ensesine elini atıp planını anlatmaya başladı.
Bak kardeşim şu anda bir dinlenme tesisindeyiz bu yüzden her tarafta kameralar var ve bizim konuştuğumuzu kameralar kayda aldı. Senin yapman gereken bir şekilde cansını kamera olmayan bi yere çekmek ve bunu yaparken kameralara yakalanmamak dedi. Cansın zaten bizim yanımızdan ayrıldığından beri bizi uzaktan izliyor, şimdi ben sana kötü davranacağım ve sen de ilerde kameraların olmadığı bir yere hızlıca kaçacaksın ve adamı oyalamaya çalışacaksın, Nasıl oyalacağın senin hayal dünyana kalmış dedi.
Ve planı uygulamaya başladılar albırt kardeşine kötü davranıp bağırıp çağırıp bir tane tokat attı ve küçük albırt koşarak uzaklaşmaya başladı arkasından cansın çocuğu kovalamaya başladı ilerde kuytu bir köşede duran küçük albırt'ın yanına giden cansın. Ne oldu sana neden vurdu abin neden sana kötü davranıyor diye sordu.
Küçük albırt da abisinin annesini ve babasını öldürdüğünü, kendisini de öldürmesin diye onunla kaçmak zorunda kaldığını anlattı. Cansın Hemen telefona sarılıp polisi arayacakken hayır şimdi değil birazdan buraya gelecek ve seni öldürmeye çalışacak çünkü bunu biz planladık dedi. Cansın Hayretler içerisinde ne olduğunu anlamaya çalışırken albırt koşarak yanlarına geldi ve "hey amına kodumun çocuğu buraya gel bakalım" dedi. Cansın döndü ve ne yaptığını biliyorum orospu çocuğu şimdi de beni öldürecekmişsin hahaha gel bakalım kim kimi öldürüyormuş görelim dedi ve albırt'ın üzerine atladı. Cansın ve albırt boğuşurken, albırt aldığı bıçağı iç cebinden çıkarmaya çalışıyordu ama cebinde hiçbir şey bulamıyordu. Cansın albırt'ın üstüne çıkmış yumrukluyordu ne olduğunu anlamayan albırt ne yapacağını şaşırmış bir şekilde karşılık vermeye çalışıyordu ki tam o sırada cansın'ın göğsünün ucundan bir bıçak ucu belirdi. Bi anda boğuşma sesleri kesildi bıçağın ucu kayboldu ve birdaha belirdi. Adamı üzerinden atan albırt küçük albırt'ın elinde biraz önce marketten aldığı bıçağı gördü. Cansın hala nefes alıyordu, sırt üstü yere düşen cansın'ın üzerine çıkıp son kez bıçağı kalbine sapladı küçük albırt.
Albırt şaşkına dönmüştü kafasında yaptığı plan cansın'ı etkisiz hale getirip kardeşine öyle öldürtmekti ama kardeşi onun yaptığı plandan daha iyi bir plan yapmıştı. ikisini de kullanıp boş anında cansın'ı öldürmek. Kardeşinin bu planı kendi düşünmesi onu hiç şaşırtmamıştı çünkü katil ne istediğini bilen ve kendinden emin birisi olmak demekti.
Birbirleriyle bakışmaya başladılar ve belirli bir süre sonra aynı anda gülmeye başladı albırt kardeşler. Albırt kardeşinin Ensesinden tutup ulan yavşak beni bile aldattın, bana katil olmayı öğreteceksin diyip gözlerinden yaşlar dökülen küçücük çocuk zaten katilmiş ama yanında buna cesaret ettirecek kimsesi yokmuş dedi. Küçük albırt da abisine sarılarak artık var dedi.
Albırt kardeşine otobüse yetişmemiz lazım hadi tut şunun ayaklarından çalıların arasına doğru çekelim de bunu burada bulup başımıza bela olmasınlar dedi. Çalıların arasına cansını bıraktıkları anda telefonun çaldığını duydular. Telefonu eline alan albırt arayanın kim olduğuna baktı ve kardeşine gösterip bunu tanıyor musun diye sordu, küçük albırt evet tanıyorum dedi bu da babamın arkadaşı.
Şüphelendiğinden eminlerdi arayanın ne bildiğini bilemeyeceklerdi ama telefon numarasını kendi telefonuna kaydedip cansın'ın telefonunu taşla parçalayarak çalıların arasına attı.
Hadi dedi albırt kardeşine gidiyoruz kanlı ellerini gizle ve tuvalete koş ilk önce gizlice ellerini yıka ve sonra otobüse gel seni bekliyorum dedi. Küçük albırt ilk kez adam öldürmenin verdiği mükemmel hisle tuvalete ilerledi, Albırt da kardeşinin kendisinden daha zeki ve kurnaz bir katil olacağını düşünerek otobüse.
Albırt kardeşler izmir'e olan yolculuklarına kaldıkları yerden devam ediyorlardı ama ilk leşlerini listelerine ekleyip öyle devam ediyorlardı.