Dark Souls serisinin şu an için son oyunu. Her ne kadar From Software daha Dark Souls yapmak istemediğini belirtmiş olsa da ve teorik olarak hikaye bitmiş gibi olsa da Dark Souls 4'ün teorik olarak olabileceğini söylemekte fayda var.
Dark Souls'un her oyunu ile aynı kaliteyi tutturabilmiş olması oldukça inanılmaz bana sorarsanız. Kimileri oyunların boss fightlarının zayıflığından dolayı bazılarını reddedebilir fakat onlar dahi piyasanın çok çok üzerinde kalitede olan oyunlar.
Üçüncü oyun ile birlikte garip gelişmelere gittiğini de söylememiz lazım. Öncelikle estus sistemi. Mana barı oyunu ne kadar etkiliyor, açıkçası söylemem zor çünkü melee bir karakter ile bitirdim, ancak Ashen Estus Flask ile standart Estus arasında geçiş yapa yapa oynamak illa ki zorlayacaktır. Eskiden mana yerine spellerin stacklenmesi söz konusuydu.
Aynı zamanda luck ile gelmiş olan Estus Flask yenilenme ihtimali de oyun için iyi mi kötü mü olduğuna hala karar veremediğim bir mekanik olmuş açıkçası. ilk iki oyunda böyle bir mekanik yoktu, doğru harcama yapmak konusunda oyun size ekstra ekstra misyon yüklüyordu, fakat burada aynı şey söz konusu değil. Biraz savruk oynamanızda bile biraz şanslıysanız estuslarınız yenilenebiliyor, bu da sizi daha agresif ve bir miktar dikkatsiz oynamaya itebiliyor.
Bir diğer önemli değişiklik ve eski oyuncuların ciddi anlamda kafasını karıştırabilecek olan mekanik ise stagger olduğunuzdaki immunity durumları. Eski oyunlarda karakteriniz yerden ayağa kalkana kadar düşman saldırılarına karşı korumalı durumdaydı, hasar almıyordunuz. Fakat DS3 burada değişikliğe gidip karakterin kendisine gelmesini değil, belli süre geçmesi üzerine kurmuş mekaniğini. Bosslarda özellikle çok kafa karıştırdığını belirtmem gerekli.
Yine yeni oyunun getirdiği bir diğer durum ise dexerity karakterlerine daha yoğun yer verilmiş olması. Artık oyunda düşman spamlemek çok daha kolay ve destekleyen çok ürün var. Ve aynı şekilde düşman dizaynlarına da bu yansımış. Mesela ana oyundaki Dancer Boss'unun combosu buna örnek, eski oyunlarda sopanızı yiyip yere yığılırdınız, fakat bu oyunda arka arkaya hasar alarak inanılmaz hasar alabiliyorsunuz ve ölüyorsunuz. Adaptation artık çok daha önemli ki adaptation komple yok edilip o statlar diğer statlara dağıtılmış. Artık adaptation vermenize gerek yok işin kısacası.
Üçüncü oyun nerdeyse her yönde kendini ileriye taşımış olsa da bence estetik açıdan olan tercihte ilk iyi oyunun çeşitliliğini verebilmiş durumda değil. ilk oyunda misalen Sen's Fortress'ten çıktığınızda Anor Londo'ya gittiğinizde çevredeki inanılmaz değişimi ya da Blighttown, New Londo gibi kendi temasına sahip lokasyonlardaki değişim üçüncü oyunda yok. ikinci oyun da bu konuda inanılmaz başarılıydı fakat üçüncü oyun biraz da dizayn tercihinden ötürü biraz benzer hissiyatlara sahip bölgelerde geçiyor. Ancak aynı şeyi düşman çeşitliliği konusunda söylemek mümkün değil, geçmişten bugüne tüm üretmiş oldukları yaratıkları da kullanıp yenilerini de ekleyerek çok daha geniş ve zorlayıcı bir düşman çeşitliliğinde bulunmuşlar.
Keyifli bir deneyim, sırasıyla denenmesi gerekiyor bana kalırsa, gelişimi görmek adına.