atatürkün hilafet ve saltanatı koruma yemini

entry9 galeri
    1.
  1. Böyle davranmakla kutsal varlığımın bana yüklediği en yüksek ve en vicdani görevlerden birini yapmış oldum. Bendenizin çalışına ve faaliyetlerinin ingilizlerce vatan savunması olarak değil, başka bir şekilde yorumlanması nedeniyle yüce hükümetlerinin ağır baskı altında tutulduğu yazılıyor ve bildiriliyor. Yüce Hükümetiniz ve yüce Saltanat başkentinizin ne gibi baskı ve üzücü şartlar altında bulunduğu gerek benim tarafımdan ve gerekse bütün asil milletimizce tam anlamıyla ve her yönüyle bilinmekte olup bu baskı ve denetimin giderek daha da artması durumunda özellikle büyük sadaketle ve aşırı derecede bağlı bulunduğum müşfik ve yüce amaçlar taşıyan yüreğinizin sıkıntıya düşmesine hiçbir şekilde razı olamayacağım için, yalnız memuriyetime değil, bütün şan ve şerefini, vatan ve milletimin ve kutsal yüce makamınızın feyiz ve asalet nurundan alan ve pek çok sevdiğim kutsal askerlik yaşamıma da veda ederek özveride bulunduğumu arz etmek isterim. (Alkışlar) Yüce saltanat ve hilâfet makamınızın ve asil milletimizin sonuna kadar daima koruyucusu ve sadık bir kulu olarak kalacağımı içten gelen duygularımla arz ve temin ederim. Yüksek askerlik mesleğinden istifa ettiğimi Harbiye Nezareti’ne bildirdim. Onurlu padişaha sıhhat ve esenlikler diler ve her türlü kötülükten korumasını Cenabı Hak'tan dilerim. Yüce bilgilerinize sunarım.

    Kulları

    Mustafa KEMAL

       Yüce Padişahım! Bu nitelik ve durumda bulunan ve kutsal şahsınıza bağlılık içinde olan temiz milletinize tam anlamı ile güvenilmesi ve bunun karşılığı olarak da gerçekten bu milli ve vicdani kuvvete yardımcı olunması gerekir. Son kutsal buyruklarınız bütün milletin azim ve yiğitliğini artırmıştır.

             Yalnız, üzülerek bildirmek isterim ki, temiz Anadolu halkı, bugünkü zor dönemde bile istanbul'daki uygunsuz ve nefret uyandıran konulardan ve kışkırtıcı söylentilerden rahatsız durumdadır. Gerçekten istanbul yöresinin bozulmaya yatkın ahlâkı ve bundan yararlanmayı bilen yabancılar, devlet ve milletin yok olması ve devlet, millet ve padişahına bağlı, özverili hizmet yeteneği bulunan kişilerin ortadan kaldırılması konusunda aşırı bir cesaret gösteriyorlar.

    Üçüncü Ordu Müfettişi ve Padişahın Fahri Yaveri

    M. KEMAL

    kaynak: https://www.tbmm.gov.tr/t...taturk_konusma/1d1yy1.htm

    Şimdi bu konuşmalardan çıkardığımız ana fikre bakacak olursak; Mustafa kemal atatürk, Saltanatı ve hilafeti kaldırmak isteyenleri hain ve "ingilizlere satılmış" olarak görüyor.
    Yine bu belgelere göre o dönem halk arasında hilafeti kaldırmak isteyen birileri olduğu ve bu kişilere hain ve ingilizlere satılmış olarak halk arasında konuşulduğu belli.

    Mustafa Kemal Paşa tarafından 1 Mayıs 1920 tarihinde yayımlanan beyanname önem arz eder. Bu beyannamede ingilizlere satılmış bazı hainlerin "Saltanat ve Hilafet’in kadırılacağı" yolunda dedikodular yaydıkları belirtilmiş; bu tür dedikoduların sebebinin Hilafet ve Saltanat’ın itibarını "yeniden tesis etmek" isteyen ve bu uğurda kanını feda etmekten kaçınmayan halk arasında fitne çıkarmak olduğu ifade edilmiş; "Hilafet ve Saltanat’a karşı" herhangi bir kötü emellerinin ‘olmadığına dair Allah’a ve O’nun peygamberine yeminde’ bulunulmuş; hilafetin ve saltanatın kaldırılmasını isteyen Ingiliz casusu bu tür insanların sözünün dinlenmemesi; dini kurtarmak için çalışanlara yardım olunması; Saltanat ve Hilafet’in itibarının yeniden sağlanması için cihada devam olunması belirtilmiştir. Beyanname, Allah’ın yardımının ve Peygamber’in ruhaniyetinin bu uğurda savaşanlarla beraber olması duası ile son bulmuştur.

    M. Kemal’in yayınladığı beyannameye göre saltanat ve hilafeti kaldırmak isteyenler Hain ve “Ingilizlere satılmışlık” ise bu durumda hain ve satılmış kim oluyor merak konusudur.

    Öte yandan, M. Kemal’in “Hilafet ve Saltanat’a karşı herhangi bir kötü emellerinin olmadığına dair Allah’a ve O’nun peygamberine yeminde bulunmasına” ne demeli?
    0 ...