şimdi sevgili evlatlarım, eskiden azgelişmiş ülke tabiri var idi iktisat ilminde. sonra bu tabir bu tipteki ülkeleri rencide ediyor diye gelişmekte olan ülkeler tabiri icad edildi. hatta gelişmekte olan ülkeler teşkilatı (oecd) adı altında bir teşkilat bile organize edildi. bilir misiniz bilmem? bilmezseniz öğrenin, bilenler de bilmeyenlere anlatsın rica ederim.
mesele buradadır, bakınız, bu gelişmekte olan ülkeler [biz bunlara iktisat ilminin ilkelerine uymayarak "gümbürtüye gittim, fırsatını bulursam geleceem ülkeler" diyoruz] içinde ironi ve humor geleneği yaygındır. bakınız, can yücel üstadımız, "küfür genç kalmanın bir yoludur" derdi. kendisi aynı zamanda "humor"un (mizah, eğlenti) insan yaşamı için gerekliliği üzerine göz alıcı tezler de sunmuştur. tabi ki kız arkadaşımı bi tarafını göstererek korkutması hoş olmadı ama ben yine de kendisini panele konuşmacı olarak çıkardım. votka bile verdim iyisinden. zaten karısı güler hanım, üç gün kaybolduktan sonra epeyce işkillenip beni aramıştı. beraber araştırıp kumkapı meyhanelerinde sızmış halde bulduk kendisini. bütün ısrarlarımıza rağmen bizimle gelmek istemedi. nitekim güler hanım, "hadi can, evde devam edersin artık" deyince ancak kafasına yattı da kalkıp taksiye bindi bizimle...
diyeceğim o ki; azgelişmiş ülkenin dayanma yoludur humor, az gelişmiş insanın. eğlenti olmazsa yaşam katlanılmaz olur onlar için. bakın, bizim köyde birisine akşam misafir gelmiş, yemeğe oturmuşlar. o sırada ev sahibi olan bey, sofradan kalkıp dışarı çıkmış. çıkarken de kapıyı kilitlemiş. sonra da köyü velveleye vermiş "bilmem kim benim evde, karımı şeediyor" diye. ne için? eğlenti için!
aynı insan, eğlendiği konu gerçek olsa adamı öldürür. ama yaşama dayanmak zorundayız, eğlenmek biçiminde...