Hiçbir şey olmazdı. Ciddiyim. istanbul'da Mustafa Kemal'in yerine geçmek isteyen bir dizi paşa var zaten. Hatta, Atamızı öne sürenler de onlar. Bu bir an önce ekarte olsun da, bizim önümüz açılsın diye bakıyorlar. Bu çok açık.
Burada tartışmamız gereken şu: "Mücadele ne kadar gecikirdi?"
Şimdi bakın, şurada bir miktar açıkladım. #44427966
Micadelenin başlangıcı için öyle mükemmel bir hava var ki... Bu durumun altı ay yahut bir yıl gecikmesi ciddi dezavantajı yanında getirebilirdi. Bunu unutmamak lazım. Gerçekten mücadele ettiğimiz taraflar gafil avlanıyor. Mücadelelerin zorluğu, memleketin kanının son damlası ile tek atımlık bir kurşunumuz olduğundan.
Ben size olacakları şöyle özetleyeyim.
Diyelim ki, bandırma vapuru Bartın açıklarında çıkan bir fırtınada battı diyelim. Ya da Atamız, Viyana'da yakalandığı ispanyol Gribine yenik düştü.
Muhteşem kararlar alınıyor. Bu kadarların altına, idam sehpasına başını koyacak başka kim var? Mustafa Kemal kendi diyor, "izmir'e girerken bir elimde altıpatlar, diğerinde idam sehpası vardı." diye. O işler o kadar kolay değil.
Ben açıkçası, Kazım Karabekir gibi bir paşanın emrine gireceği bir başka isim tanımıyorum. Sert mizaçlı yani. Yemez. Karizmatik biri lazım. Lider vasıflı, konuşmaya başladığı zaman karşısındakileri etkileyebilmeli.
Hadi bunu geçtik diyelim. Sivas'ta kime ne anlatacak? O iş yaş. Adama sorarlar sen kimsin diye. Başarın ne? Atamız Çanakkale'de, Trablus'ta ve diğer cephelerde rüştünü ispat etmiş biri. Adamın ismini herkes biliyor.
Devrimci olunmaz dostlarım. Doğulur.
Atamızın, silah arkadaşlarının ve şehitlerimizin hatırasına sonsız saygıyla...