ideolojik formasyonundaki en büyük -isti oportünisttir, çoğu siyasi gibi.
Siyâsi yaşamına başladığında (belki solcu olsa da) sosyalist değildir. Küba devrimi sonrasında Abd ve sscb arasında orta-yol izlemek niyetindeyken, che ve gençliğinde kendisinden daha sıkı solcu olan kardeşi raul'un gazıyla kübayı sosyalist devlete dönüştürmüştür.
Hastalanınca koltuğunu devrettiği kardeşi raul ise özelleşme/liberalleşme ve dış dünyaya atılma adımlarını hayata geçirmiştir. (Gençliğinde ağabeyi fidel başka parti üyesiyken, raul castro komünist parti üyesidir bu da böyle bir şeydir.) *
Küba hakkında bilinmesi gereken şey; ne solcuların şişirdiği gibi güllük gülistanlık bir ülke, ne de kapitalistlerin (sağcılar ve liberaller) yerdiği gibi insanların inlediği kıvrandığı bir ülke olduğudur. Mali durumu pek iyi olmasa da sefalet ile betimlenemez. Yoksulluğun temel nedeni emperyalist devletler eliyle maruz kaldığı ambargodur. Basın yayın, teknoloji, inşaat gibi alanlarda hayli geri bir ülke olsa da türkiyeden iyi bir eğitim sağlık sistemine sahiptir. (Hani insanlar maddi olarak eğitimlerinin karşılığını alamamaktadır, o ayrı.) Mutluluk ortalaması türkiyeden yüksektir. Neşeli insanlar ülkesi küba, sosyalist rejim altında yönetilen ülkelerin genel olarak mutsuz oluşunun az çok bir istisnası niteliğindedir.
Birkaç yıl öncesine kadar, küçümsenip hor görülen küba küresel çapta hazırlanan insani gelişim endeksinde türkiyeye birkaç fark atmakta idi. (Küba 67-68. türkiye 71-72. sıralarda olmaktaydı.)
küba, trumpın tekrar başlattığı ambargodan darbe almıştır. (Bu yüzden kübada trumptan çok nefret edilir.)
Dünya basın özgürlüğü endeksinde ise türkiye 150 küsurlu, küba 170 küsurlu sıralarda.
Türkiyede gelişmiş fakat oldukça adaletsiz ve kirli bir medya varken, kübada gelişmiş bir medya yoktur.
Bir de küba, devrim öncesinde de dönemine göre çok çok dipte bir ülke değildir. (Halkı fakir olsa da pek çok komşusundan daha iyi durumdaydı.) Devrim yolunda yaşananlar nice acılara mal olmuştur.
Fakat fidel castro'nun hastalanınca koltuğunu kardeşi raula devretmesinde çok yadırganacak bir şey yoktur. Raul castro, küba devrimindeki 5 hatta 4 kişiden birisidir ve che ile fideli tanıştıran kişidir, 20. Yüzyılda da küba için sıradan bir isim değildir. fidel (bu her ne kadar saklanmaya çalışılsa da) tütün tükete tükete bağırsak kanseri olmuştu rahmetli.
Yaşlılık ve hastalıkla beraber gücü takati azalınca (eski halini eski nesil bilir, zamanında çok enerjik ve dinamik bir adamdı) eski biraz fevri atarlı hali gitmiş, sevimli bir tonton dede olmuştu. Beyaz saç ve sakallarıyla, sevilmeye hazır bir teddy bear gibi duruyor.