kilim

entry37 galeri
    31.
  1. okuyanı rahatsız etmek için yazıldığını düşündüğüm bir behçet necatigil şiiri. en sıkıcı günün (pazar) şafağına az kalmışken aklıma geldi. sanki bu kilimi ben dokumuşum yanlış yaptığım için aşırı miktarda "ç" harfiyle cezalandırılıyorum. halbuki hepimiz birlikte dokuduk kilimi. şiiri de herkes okumalı.

    "Kilimde incir çekirdekleri –parlak, pahalı
    Elmaslar yerine çekirdek– süs, avunma.
    Hatta soluk, ucuz boncuklar olabilirdi,
    –Cam boncuk, incir çekirdekleri – süs, avunma.
    Gezdir parmaklarını: Pürtük! Çünkü üzüm çöpleri…
    Aptallığımızdan kalma üzüm çöpleri, armut sapları.

    Ama biz dokuduk bu kilimi, eh bir dereceye kadar!
    Değil ele güne çıkacak, değil asılacak duvarlarda.
    Çiğnenir –çok çiğ çağ– ayaklar altında yabansı.
    Sağlam olabilirdi, saplar aldattı bizi:
    Üzüm çöpleri, armut sapları, çekirdek, çok çiğ
    Önceden düşünemedik, çok çiğ çağ!

    Renkler, oldu bir kere, geçti, renkler…
    Düşünmek gerekli başlarken, sen buna
    Renk mi diyorsun? Ben serin–mavi
    Ismarlamıştım sana sıcak çaylar yanında.
    Çok çiğ çağ. Çaldılar. Çıplak. Mavi, ama bu
    Kan oturmuş tırnaklardaki mavi. Geçti.
    Geçti, sökülmez, dokundu, sırıtır boşluk, ben sana…

    Sakladığım baharlar nerde bu kilim için,
    Nerde yıllarca önce, ben sana…
    Ne yaptın baharları, baharsız çok çiğ, topraklarda…
    Çok çiğ çiçek –hiç yok– hani bu kilimde?
    Hani beyaz, beyaz, beyaz… Beyazları ne yaptın?
    Çok çiğ bu kızgın yaz, çiğ bu karakış!
    Bari biraz kışlarda… Çıplak, çok çiğ!
    Çok çiğ bu çığlık, bu en bol renk: Kara! Ben sana
    Hiç kara koyma demiştim, nerden düştü, çok çiğ
    Paslı borulardan katran, soba zifiri…
    Sonra eski patiska perdeler gibi solgun ve sıska
    Parmaklarda kirli tütün sarısı.
    Çok çiğ kesik öksürük, çiğ çatlak çağıltı…

    En güzel renk mi, çok az! Eğreti, kaçamak, belki!
    Belki kimi gecelerde ekleme
    Sevinçlerden gelme çağla yeşili –Yanlış
    Eğrelti otlarının yitik yeşili yani,
    iki başlı kartalların ölü gözlerinde–
    –ki belki– çok az!
    Sonra çok az pembe, işe giderken ayrılışlarda
    Kimi günler bir süre hani ayaküstü
    Çekingen bir gülüş, çekingen çok çiğ çevre
    Pörsük pembe, solgun güllerde, belki biraz!

    Heyy! Bu kilimdeki bu bir sürü merteğin
    işi ne? Çok çiğ! Kendi gözümüzde
    Çöpler vardı, karartmış önümüzü.
    Çöpler, yeterdi kilimde, bol –çok, çiğ, çağ–
    Ama onlar mertek, doğru, çok çiğ!

    Gözlerinin dalışı bile çok çiğ, çünkü…
    Çünkü hançer nakışlarda bu çılgın çağrı,
    Bu çürük iplik, bu ensiz atkı,
    Bizim!"

    Behçet NECATiGiL
    1 ...