babamın çocukluğumda bana anlattığı ve tüylerimi hala diken diken eden maçtir. o maç öncesinde beşiktaş şampiyonluk için 1 puan gerisindeki trabzonspor'la çekişiyordu, göztepe ile diyarbakırspor'un çıktıkları gibi 2. lige düşmeleri kesinleşmiş, eskişehirspor da kümede kalmak için bursaspor ve gaziantepspor'la çekişiyordu. bu maç, eskişehirspor için kümede kalma, beşiktaş 15 yıllık şampiyonluk hasretini dindirme maçıydı. maçın hakemi talat tokat'tı. maçın 32. dakikasında necdet ergun'un pasında çaprazdan sert vuran ziya doğan beşiktaş'ı 1-0 öne geçirdi ve ilk yarı böyle bitti. 51. dakikada zafer tüzün* nefis volesiyle skoru eşitledi. 76. dakikada ali kemal denizci'nin attığı uzun pasa hareketlenen ziya doğan * beşiktaş'ı 2-1 öne geçirdi. Golle birlikte Eskisehir'li tüm futbolcular yan hakem Hüseyin Karaca'nın üzerine yürüdüler. Gole ofsayt itirazlarında bulunuyorlardi. Televizyonda defalarca gösterilen bu pozisyonda Ziya en az 3-4 metre geriden fırlamıştı. itirazlar dinmek bilmedi, itiş kakışa dönüştü.
Orta hakem Talat Tokat gergin atmosferin etkisiyle kontrolü elinden kaçırmak üzereydi. Maçı yeniden başlatacak santra vuruşunu yapmaya Eskisehir'li oyuncuları bir türlü ikna edememişti. Besiktaş'lı oyuncularsa kendi yarı alanlarina çekilmiş, olanı biteni sessizce ve elbette endişeyle takip ediyorlardı.
Sonunda hakem oyunu yeniden başlatabildi. Santrayla birlikte Eskişehirspor'lu oyuncular, basta Ömer Kaner, Zafer ve Server olmak üzere, top oynamaya değil, doğrudan tekme atmak, Besiktaş'lı oyunculara vurmak amacıyla saldırdılar.
ilk iki pastan sonra topu kapan Ziya, arkasindan infaz etme amaçlı yaklasan Eskisehirspor'lu oyuncunun darbesiyle önce havaya uçtu, sonra yere düştü. Yere yığılıp alan Ziya' nın başına diğer Eskişehirspor'lu oyuncu topla vurdu.
Oyunun durdugu anda Eskisehirspor'un masörü sahaya daldı. Önüne geleni yumruklamaya, tekmelemeye çalışıyordu. Zorlukla dışarı aldılar. Tribünlerden taş yağıyordu sahaya. Geriye kalan 14 dakikanın oynanması ve maçın tamamlanması sahadaki ve tribünlerdeki atmosfere bakıldığında mucizelere kalmıştı. Top Rasim Kara'ya geldi. Rasim elle Rıza Çalımbay'a dogru gönderdi. Arkadan savrulan tekmeyle bir infaz da Rıza'ya yapılıyordu. Rıza acı içinde yerde kıvranırken, Ömer Kaner yanına gelmiş, ayağa kalkması için saçlarından tutarak çekiyordu.
Tam o sırada, yerdeki Rıza'nın 10-15 metre uzağından Eskisehir tribünlerinden bir alkış koptu. Yan hakem Hüseyin Karaca tribünden atılan şişenin başına isabet etmesiyle yere yığılmıştı. Eşkisehir tribünleri maalesef bunu alkışlıyordu. insanlar cinnet geçirmiş gibiydi. Herkes birbirine saldırıyordu. Kimin kavga ettiği, kimin ortalığı sakinleştirmeye çalıştığı artık belli değildi. Eskisehir kalecisi Çetin, yarılan başından kanlar akan yan hakem Hüseyin Karaca'nın yanına gitmiş, bir şeyler haykırıyor, kollarından çekiştiriyordu. Maçın hakemi diğer yan hakem Halil Cindemir'i yanına çağırdı. Yan hakem Halil Cindemir daha fazla kan akmamasi için Hüseyin Karaca'nın başına eliyle bastirirken, hakem üçlüsü birlikte soyunma odalarına dogru yürümeye başladılar. Taç çizgisine yaklaşıldığında Talat Tokat eliyle "maç tatil" işaretini yaptı. Ancak o kargaşada ne oldugu tam anlaşılamadı.
Hakemler soyunma odası merdivenlerine gelmişlerdi ki, tribünden inen Eskisehirspor kulübü as başkanı Nejat Banat, Talat Tokat'ın yanına gelerek okkalı bir iki yumruk yapıştırdı. Üzerlerine her türlü yabancı maddenin yağmur gibi yağdığı hakemler sonunda soyunma odasına zorlukla sığınabildiler.
Beşiktaş'lı ve Eskişehirspor'lu oyuncular kendi sahalarına çekilip çimlerin üzerine oturarak kararın kesinleşmesini, maça devam edilecekse hakemlerin sahaya dönmesini beklemeye başladılar. 20-25 dakikalik bekleyişten sonra, hakemin tatil kararini ilk önce Eskişehir tarafı ögrenmiş olacak ki, kaptanlari ismail orta sahaya çömelerek ağlamaya basladı. Biraz sonra orta yuvarlağa Eskisehir amigosu Orhan geldi. Tüm taraftarlarına 10-15 dakika boyunca, belki de birinci lige veda anlamına gelen tezahüratlar yaptırdı: '' Es..es..es...ki..ki..ki...eski..eski...es...''.
Beşiktaş'lı futbolcular ise olaganüstü gergin ortamin bilinciyle hiç bir sevinç belirtisi göstermeden, seyirciyi tahrik edebilecek herhangi bir davranıştan kaçınarak, sessizce soyunma odasına gittiler.
Eskişehir'li taraftarlar önce tribünleri terketmemekte direnmişti. Polis dagitmak için üzerlerine yürüyünce aynı sekilde onlar da polise taşlarla saldirmış, yetmemiş tribünleri ateşe vermişlerdi. Stada çağrılan itfaiye araçları Eskişehir tribünlerine tazyikli su sıkmak zorunda kalmıştı. onlar olmasaydı Beşiktaş'lı taraftarlar yanarak ölecekti. Arbede stad dışında da devam ediyordu. insanlar çıldırmış gibiydiler. Polis bir türlü dağıtamıyordu stadın çevresini terketmemekte direnen Eskisehir'li taraftarları.
Besiktas kafilesi de, tribündeki Besiktas taraftarları da 2 saati aşkın bir süre stadta mahsur kaldılar. Ardından genis güvenlik önlemleri altında emniyet güçlerinin korumasinda il sınırları dışına kadar götürüldüler.
Beşiktas'lı taraftarlar stadtan alınıp şehir dışına çıkarılmak için otobüslere bindirilirken çok ilginç görüntüler yasandı Eskisehir'de. Emniyet güçlerinin anonsları ve zorlamaları ile tüm bayraklar, kaşkollar, flamalar görünmeyecek sekilde saklatılmis, iki yanda sürekli küfür ve hakaret eden Eskisehir'lilerin kalabaliktan oluşmuş koridorunun arasından geçirilerek otobüslere bindirilmişlerdi. Bu maç federasyon tarafından 3-0 beşiktaş lehine tescil edilecek, beşiktaş 15 yıllık hasretini dindirecek, eskişehirspor'un 2 sezonluk 2. lig macerası başlayacaktı. bu maçı televizyonda ümit aktan aktarmıştı ve trt'nin siyah-beyaz yayınladığı son maç olmuştur.
edit: eksileyenlere sözüm. bu olaylar yaşanmıştır. gerek babamın anlatımları, gerek trt görüntüleri, gerekse beyazıt kütüphanesindeki gazeteler bunu doğrular.