yalnız çelişkilerin adamı derken kendisininkini değil, kendisini destekleyen ve lanetleyen kesimlerin içinde bulunduğu çelişik hâllerden bahsediyorum.
sevenleri tarafından farklı siyasal kulvardakiler "pkk'lı" olarak yaftalanırken, kendisi "pkk aleyhinde açıklama yapmamak"la eleştirilebiliyor.
kendisinin böyle eleştirilebildiğini bilen müridleri aynı yöntemle başkalarını pkk'lı olarak tanımlıyor en ufak bir eleştiride, birincisi bu.
diğeri de laikçi kesimlerin tam da hoşuna giden tarzda sert hatları olmayan bir islâm yorumu var. ama buna rağmen radikal islâmcı bir söylem geliştirmediği için "hassas" laikçi arkadaşlarca "abd yalakası" olarak tanımlanıyor. bu durumda anlıyoruz ki 28 şubat sürecinin nedeni islâmî radikal söylem değilmiş.
kendisi tam anlmıyla neo-turancı bir felsefe güdüyor, dünyanın birçok ülkesinde istiklâl marşı'nı türkçe olarak öğretiriyor, okutturuyor, türkçe öğretiyor. ama türk milliyetçilerine yaranamıyor. adam sizden çok daha başarılı milliyetçi ideolojinizi yaymakta, nedir bu hiddet?
gazetesinde, yani zaman'da resmî söylemce yıllarca "pkk'nın söylemi" olarak kodlanan en "uç" fikirler yer alabiliyor, ama şakirt gençleri savunan şakirt olmayan sempatizanları sıkışınca resmî söylemi yeğliyor.
şakirtler konuşmamaya devam ediyor, sempatizanları onları savunuyor. aynı türban yasağında başı kapalı gençlerle dayanışmaya girenlerin komünistler olması, ve bu amcaların "düzenle çatışmama felsefeleri doğrultusunda" türbanlı arkadaşları sınıftan atılırken kafalarını çevirmesi gibi.
staj dersi veren 2 - 3 hoca vardı o zamanlar. bir tanesi örtü yasağını savunur mu savunmaz mı bilemiyorum ama sonuna kadar uymaya azimliydi. ilk başlarda yapabileceği hiçbir şey olmadığını söyleyerek derslere böyle girmemem konusunda uyarmıştı. e, girdim tabii, başka sınıfa girsem aynı şey gelecek başıma, ders de zorunlu ders, ne yapayım! sınıfa girer girmez bana ne dediğini hatırlamıyorum, öyle bir öfkelenmişim ki ağlıyorum ders boyu -evet ders boyu mendilin teki ıslanıyor, diğerine geçiyorum, herkes de görüyor-.
derste benim gibi dindar olan beyler var, hiç istiflerini bozmuyorlar, hatta hocayla şakalaşıp gülüyorlar. sonradan birinin vasıtasıyla benden özür diliyorlar. efendim kusura bakmayayımmış, aslında onlar da çok üzgünmüş. sinkaflı bir küfür savurmak geliyor içimden ya neyse. kusura bakarım ve de hiç unutmam. kıyamet günü elim yakanızda olacak beyler. heyhat ki isimlerinizi bilmiyorum. o sıra en azından derse hiç katılmayarak protesto edebilirdiniz. hoca sizi bilmiyor mu zannediyorsunuz? hepinizi de ele veriyor yüzünüzdeki ifadeler ve giyim kuşamınız