cemsbg

entry261 galeri
    209.
  1. karanlık bir yoldu. zifiri bir karanlık. dapdar, upuzun, dikenli tellerle, sert duvarlarla çevrili. yılanlar vardı irili ufaklı. kara ağaçlar vardı yaprakları dökülmüş. sahte yüzler vardı, maskeli. katran gibi yapış yapış, kapkara çamurlar vardı bastığım yerlerde. bir de cam kırıkları, her bastığımda ayak tabanlarım gibi ruhumu da paramparça eden. açtı ruhum sevgiye. susuzluktan çatlamıştı dudaklarım. deli gibi üşüyordu tüm bedenim. hem cehennem sıcağını, hem kutup soğuğunu yaşıyordum tek bir bedende. kör karanlıkta yolumu bulmak için uzattığım kollarım dikenli tellere çarpıyordu. kanatıyordu yüreğimi. sahte ışıklar yüzünden böyle olmuştu. ışık sandığım bir sürü aldatmaca, bir sürü yalan sevda. ve ben sırf söz verdiğim için, onlara sadık kaldığım için seni geç farkettim belki de. ya da sen, ben tam 'olmadı, olmayacak' derken tünelin ucundaki o ışık oldun. seni farkettiğim an, o ufacık ışığını fark ettiğim an kamaştı gözlerim. o kadar muhtaçtım ki varlığına, koşarak geldim yanına. ben geldikçe ışık büyüdü. ışık büyüdükçe kayboldu yılanlar, cam kırıkları, dikenli teller. yüreğime açılan bütün gedikler kapandı. geleceğim gözlerimin önünde şekillendi sanki. bundan elli yıl sonrasını gördüm. bundan elli yıl sonra seni yanımda gördüm.

    aslında bunların hepsini biliyorsun. ben söylesem de söylemesem de biliyorsun işte. kendim inanamazken böyle bir şeyin olacağına bana bu cesareti verdin. ben 'acaba?' derken sen tuttun elimden.

    şimdi bu entryi yazdığım saati görünce kızacaksın yine bana biliyorum. 'yine uyumamışsın, alacağın olsun!' diye içerleneceksin. ama elimde değil. olmuyor. ben uyumak istesem de ruhum, tüm hücrelerim öyle bir seviyorlar, öyle bir özlüyorlar ki seni, gözlerimi kapasam da kalbimin deli çırpınışlarını duyuyorum. ateşimin yükseldiğini, uyurken bile yüzüme o aşıklara özgü şapşal ifadenin oturduğunu çok iyi biliyorum. sen yine de kızma bana. her gece olduğu gibi bu gece de senin için bir şeyler karalamak geldi içimden. ama bu sefer kağıda değil, buraya döktüm içimdekileri. herkes duysun istiyorum ne yaşadığımı, ne kadar mutlu olduğumu...

    söyleyecek çok şey var, ama hiçbir şey anlatamıyorum sanırım. kelimeler bu kadar mı aciz kalır. ben ki duygularını, düşüncelerini kimsenin olamayacağı kadar net anlatabilen bir insanken seni anlatırken yetersiz kalıyorum her seferinde.

    bu kadar az ve bu kadar çok şeyden sonra sana söyleyebileceğim bir tek şey var aslında:

    seni çok seviyorum, hepsi bu.
    3 ...