materyalist bunyelere atilan tokat

entry1 galeri
    1.
  1. evladım bakınız, böyle eylemler sınırı fazla geçmektir. bu durumda onlara yapabileceğimiz tek şey acil şifa dilemek dışında bir şey olmuyor.

    bizim kullandığımız dil, sözlüğün geneliyle yapılan bir yarenlikten ibaret. belirli yerlerde bu sınırı geçiyoruz ama hak edene...

    evet, şimdi sizinle de sınırı geçmemiz gerektiğini farkettik, madem siz sınırı geçtiniz, biz de geçelim:

    aa benim akılsız evlatlarım, sizin bilinç dediğiniz şeye ben uzaylı diyorum. sizin, bilinç dediğiniz şeyin ne olduğunu izah edebiliyor musunuz? bilinç dediğiniz şey, zamanla beraber mi doğmuştur? zamanla beraber doğmadıysa, zamansızlıkta bilincin olması "mantıken" mümkün müdür? hani, benim önermelerim mantıksızmış ya hani. sizi gidi yaramazlar sizi. aklınızca diğerine mantıksız deyip kendinizinkini mantıklı saydıracaksınız millete.

    biz zaten o örnekleri sizin önermelerinizin nasıl bir mantıksızlık üzerine kurulu olduğunu sergilemek için verdik. ve bakın güzel evlatlarım; nasıl amacımıza ulaşmışız. ve bakın ve gelin konferanslarıma bu akılsızlığınızı nasıl slaytlarla süsleyip cillop gibin sunumlar yapıyoruz.

    bizimkilerde mantıklı hiçbir kurgu yokmuş, bak hele bak! ne diyormuş bunlar?

    efendim, hiçbir şeyin olmadığı yerde zaman da olmazmış. demek ki zamanın başlayabilmesi için bir tanrı gerekirmiş. ha ha ha, niye bir ayakkabı bağcığı gerekmiyor da, tanrı gerekiyor beyzadelerim zamanın başlaması için? bir eylem, zamanı başlatmıyor mu? o zaman ayakkabı bağcığımdan ne istiyorsunuz?

    işte size söylüyorum; ezelden gelen ve ebede giden bir ayakkabı bağcığı vardı ve sabit durumundan devingen durumuna sıçradı, uzam hareket etti, uzayda yer yerinden oynadı ve hatta uzay çiftetelli oynayıp halay çekti. hatta bizim bağcık halay başı oldu beyzadelerim, inanmıyor musunuz?

    var mı ilerisi, var mı gerisi? aklınız bir ayakkabı bağcığının zamanı başlatabileceğini almıyor, neden? çünkü koşullanmışsınız bilinçli hayvanız diye ve bir zaman başlayacaksa tanrı gerekir diye.

    hiç de gerekmez beyfendi!

    sizin bilinciniz, "bilinç"e (tanrıya) neden ihtiyaç duyuyor onu da anlatayım da biraz rahatlayın. çünkü sizin akılsız bilinciniz, sonsuzluğun içeriğini çözemiyor ve tanrı sözcüğünü buluyor. halbuki ayakkabı bağcığı deseniz, "aaaa, o da nerden çıktı şimdi?" diyecek sizin akılsız bilinciniz. ama bilinç (tanrı) deyince "o nerden geldi, nasıl oluştu?" diyemiyor. neden diyemiyor canım beyzadelerim? çünkü günah akılsız bilinçlilerim! neden günah akılsız bilinçlilerim? çünkü çözümsüz akılsız bilinçlilerim!

    o yüzden biz, sonsuzluğu; bilinemeyen olarak tarif ediyoruz. bir sonun olup olmadığı yönünde bir yargımız zaten yok. bilinip bilinemeyeceği ise zamanın göstereceği bir şey. ve mantık ilmi bu sistem üzerine oturuyor. bu yüzden mantıken "sonsuz" değil, "sonsuza gider" terimini kullanıyoruz. dikkat ederseniz her şey ancak sonsuza gidebilir. zaman da, uzay da, evren de "sonsuza giden"dir. sonsuz veya sonsuzluk ise tanımlanamaz. evet, biz mantıklı bireyler olarak tanımlanabilir alemde durmanın mantıklı olduğunu düşünüyoruz. ne evrenin ve ne de maddenin sonsuz olduğunu söylüyoruz. ve tartışmanın başka bir boyutuna dönersek, materyalistlerin "maddeye inandıkları" çarpıtmanızı da "derin mantığınızla" nerenizden uydurduğunuzu hala merak ediyoruz!

    ama siz sevgili beyzadelerim, "ille de son, ille de sen" diye tutturmuşsunuz. çünkü beyzadelerim sonsuzluğu "sonu olmayan" olarak çarpıtma gereği duyuyorsunuz. halbuki insanlık bugün için sonsuzluğun sonu olup olmadığı yönünde bir yargıya sahip değil. çünkü mantık ilmini de çarpıtarak mantıksız bir şeyi mantıklı imiş gibi yutturacaksınız. bir şey bilinemiyorken, bulunmuş gibi fetvalar yayacaksınız, var imiş gibi topluluğu denetleyeceksiniz. evet, sonsuzluğun sonunu "tanrıya" (yuh be, bilinçmiş, öyle deyince tanrı kütle ve hacimden kurtuluyor tabi ya) bağlayıp, insan uygarlığını yüceltip başını teala'ya değdireceksiniz. o esnada, olup bitenler ise ilgilendirmiyor tabi sizi. mantıksal önermeniz önde olsun da dünya yansa ne farkeder? heyhat, velev ki sizin önermeniz önde olsun, ne çözüme ulaşmış olacağız?

    işte size tartışmanın başından beri hodri meydan diyorum: siz o bilincin bir "hiçliğe" nereden dahil olduğunu anlatın, ben de ayakkabı bağcığımın nereden dahil olduğunu anlatayım.

    ama anlatamazsınız? anlatamazsanız benim sevimli uzaylılarıma ve mübarek ayakkabı bağcığıma da tek laf edemezsiniz. sizi gidi akılsız bilinçliler sizi, siz bir bilinmezi, bilinir bir şeymiş gibi denklemine koyacaksınız, ben koyamayacağım öyle mi? söyle bakalım; sizin tanrı dediğin şey, nasıl bir şeydir ki, hem olabiliyor ve hem de zaman olmuyor. hımmm, tabi yaaa, hiçliğin bilinci olabilir mi bu? yok iken var olabilen bir şey. herhangi bir başka şeyden ve tabi görüntüden ve tabi kütle hacim ağırlık zaman vs. her şeyden muaf, di mi efendim, di mi yaaa? başka türlü nasıl çözeriz bu denklemi?

    gördünüz mü? siz bir sabit alıyorsunuz kendinize zamansızlıktan kurtulabilmek için. ve yine bu sabiti "bilinemeyecek bir biçim"e sokarak (tanrılaştırarak) yeniden aynı saçmalığın içinde buluyorsunuz kendinizi.

    halbuki ben öyle miyim? madem bir sabit alacağız diyorum, buyrun, benim güzelim ayakkabı bağcığımdan daha güzeli var mı? tarifi kolay, bilinebilir bir şey. tek fark olarak normal ayakkabı bağcığına göre sabit (0)iken, harekete geçip bir olabiliyor. nasıl oluyor diye sorma, aman haaa, zinhar, çarpılırsın. oluyor kardeşim, kudret meselesi işte. bu yüzden bağcığımızın güzel isimlerinden biri de "kudretli bağcık!" o hep vardı ve hep olacak. siz inkar etseniz bile. evet evet, bağcığıma inanmayanları da "abağcık" olarak felsefi düzleme oturturken, inanç düzleminde de aynen münkir diyorum kendilerine.

    ya bağcığım, beni bu kendini akıllı zannedenlerden koru!..

    evet beyzadelerim; teistlerin ateistlerden felsefi düzlemde bir adım önde olduklarını kabul ettim. neden etmeyeyim? bu önermelerinin önde olduğu anlamına gelmiyor. tersine, sofizmi ve dolayısıyla felsefeyi çok sevdikleri anlamına geliyor. ve yaşayış olarak neden geride olduklarını sordum. bu da mantık olarak geride olduklarının kanıtıdır. çünkü mantık olarak ileride olan her önerme, insana daha iyi bir yaşayış sunmuştur.

    evet, önermelerin üstünlüğü konusunu işliyoruz dersin başından beri. ve yöntem olarak sizin önermenize eş değerde iki önermeyi kullanarak, birine neden mantıksız ve birine neden mantıklı dediğinizi sorgulamanızı bekliyoruz. ve bu sorgulamayı yaptığınızda ateist önermenin neden mantıklı olduğunu da bulabilirsiniz. kolay gelsin...
    0 ...