Bizim bir matematik öğretmenimiz vardı: iki ders boyunca "89 kere evladım" , " 110 kere yavrum" vs. Derdi bazen sayiyorduk eğlencesine. Sahiden hiç ders anlatamıyordu. Konularda trigonometri vb. Konular. Hâlâ zerresini bilmem sayesinde.
Bizde bu saatleri değerlendirmek adına öğretmen sınıftayken, sınıftan kaçıyorduk. Evet öğretmen sınıftayken. Arkadaşlar çantalarımızı uzatıyordu sırayla. Sağolsunlar kapı önündeki en ön sıraya ulaştırıyorlardı. Bizde aynı şekilde aşama aşama ön sıralara otura otura en son kapı önündeki sıraya geçip, oradan kapıyı açıp,
kaçıyorduk. Havalar ısınınca sınıfın inekleri falanda bize imrenmeye başladı tabi aynı yöntemle arkamızdan kaçmaya kalkışmışlar ancak onlar yakalanmış. Sonra öğretmen yoklama almış ve acı gerçekle karşılaşmış. bizi bahçeden çağırttı. Okulda çok büyük,kalabalık, 3000 öğrencisi var. Neyse, affetti sonra, af da dilememiştik oysa.
