kadının beyanı esastır saçmalığı

entry25 galeri
    10.
  1. "kadının beyanı esastır" şeklindeki düşünce bir Yargıtay içtihadına dayanmaktadır. ilgili içtihat şunu söyler: "Bir kimse cinsel dokunulmazlığının ihlal edildiğinden bahisle yargı mercilerine kolay kolay başvurmaz. Başvurduysa ortada ciddi bir şey vardır." Ancak bu içtihat sadece soruşturmanın açılmasıyla sınırlıdır. Kişinin mahkum edilebilmesi için kovuşturma açılmalı, yani mahkeme önüne gelmeli ve yukarıdaki yazarın dediği gibi delillerin olması gerekir. Ortada delil yoksa sadece kadın beyanı ile fail mahkum olmaz. Dolayısıyla "kadının beyanı esastır" sadece soruşturma açılmasını sonuçlar.

    Benzer şekilde "kadının beyanı esastır" düşüncesi 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Hakkında Kanun'da bulunmaktadır. Kadın şiddet görebileceği konusunda bir tehlike altında olduğunu iddia ediyorsa bu durumda tedbir amaçlı uzaklaştırma kararı alabilir. Bu karar, tedbir niteliğinde olduğundan bir ceza mahkumiyeti anlamına gelmez. Yani uzaklaştırma kararı almak sizin otomatikman suçlu olduğunuzu göstermez.

    Ancak sorun şurada çıkıyor. ilk paragrafta olduğu üzere kadının beyanı ile soruşturma açılıyor, adam daha mahkum olmasa da hakkında tutuklama kararı çıkabiliyor, bilgisayarına elkonulabiliyor, evinde arama yapılabiliyor. Adam kadına karşı bir şey yapmasa bile soruşturmanın açılmasıyla hakkında bu tedbirlerin uygulanmasındaki yasal zemin sağlanmış oluyor. Bu durumda kendini aklayıncaya kadar epey bir mağduriyete uğrayabiliyor. Kadına bu hal karşısında ne mi oluyor? iftira suçu işlemiş oluyor. Fakat iftira suçundan dolayı kadının mahkum olabilmesi için öncelikle adamın suç işlemediğinin kanıtlanması gerekiyor. Yargı süreleri göz önüne alındığında adamın kendini aklaması çok zaman alıyor. işlenen iftira suçu da bu sırada zaman aşımına uğrayabiliyor.

    "Kadının beyanı esastır" esas olsun da bu durumdaki konulara dair hukuki güvence de es geçilmesin
    2 ...