cinsel saldırı suçlarında kadınlardan darp cebir raporu alınır, vajinal bölgesi de incelenir.
eğer bölgede şikayet tarihiyle uyumlu zamana ilişkin yırtık ve kanama gözlemleniyorsa, kadın tecavüz olayıyla bekaretini kaybetmiş olduğu anlaşılır ve beyanına itibar edilir.
bazı durumlarda kadınların cinsel bölgesinde yırtık gözlenmez, kimi zaman zarın yapısından dolayı, kimi zaman kadının geçmişte doğum yapmış olması veya zaten bakire olmaması sebebiyle o bölgede yakın tarihli bir hasar oluşmayabilir. işte bu tip durumlarda kadının vücüdunda dna bulunduran doku var mı diye bakılır. örneğin failin yüzünü çizmişse tırnaklarında faile ait dna kalıntıları çıkar, yahut kadına ait kıyafetlerde faile ait kan,kıl,tükürük veya sperm örneği bulunabilir.
bütün bunların hiçbiri yoksa ancak o zaman "kadını beyanı esastır" durumu şöyle gündeme gelebilir, şimdi yukarıda sayılanlar zaten net somut delillerdir. ancak, bütün bunlar yoksa, ne dna örneği, ne yırtık, ne başka bir şey, işte bu tarz durumlarda kadın ve yakalanan fail arasında bir husumet var mı? kadının erkeğe iftira atmasını gerektirecek bir husus var mı? failin ifadeleri doğru mu hayatın olağan akışına uygun mu? kadının tutum ve davranışları, olaya ilişkin anlatımları mantığa yatkın mı? bütün bunlara bakılır ve elimizde hiçbir rapor,dna örneği, buluntu yoksa kadının beyanı esastır ilkesi üzerinden kararlar tesis edilebilir.
emin olun bu kural öyle gelişigüzel uygulanmıyor, failin ve mağdurun da olaya ilişkin anlatımları, gün-saat açısından ifadeleri, hts kayıtları, dna örnekleri her şeyine bakılıyor ve bu kural da hiçbir şey olmadığı anda devreye girebiliyor.
