pkk'nın kuzey ıraktaki örgütlenmesinden rahatsızlık duyan türkiye 1983 kışında ırak ile bir "sınır güvenliği ve işbirliği antlaşması" imzalamış, bu antlaşma çerçevesinde sınırdan 10-15 km öteye müdahale edebilme hakkına sahip olmuştur.
bu durum ise barzani'yi epey rahatsız etmiş ve pkk'ya olan desteğini daha da arttırmıştır.
bu destek terör örgütüne 1987 yılında atılım yapma imkanı tanımış, hakkari, şırnak, van, eruh bölgelerinde zorla örgüte alınan gençlerin de katkısı ile sayıları 100'ü bulan pkk'lı gruplar dağlarda rahatlıkla gezmeye başlamıştır.
körfez savaşı ile birlikte türkiye-kuzey ırak ilişkileri her açıdan değişmiş, 1983 te yapılan antlaşma gereği kuzey ırak'a giren ve pkk güçlerini desteklediği için barzani kuvvetlerini de vuran türk ordusu pkk'ya karşı barzani ile birlikte operasyonlar düzenlemeye başlamış, ve barzani aşiretinin sabık lideri mesut barzani'de türkiye cumhuriyeti kırmızı pasaportu ile dolaşmaya başlamıştı.
fakat barzani türkiye'yi yine arkadan vurmuş, pkk'ya karşı mücadele bahanesi ile türkiye'den milyonlarca dolar koparılmış, 1994 te hakurk'ta pkk liderleri ile gizli antlaşmalar yapılmıştır.
1995 yılında pamukoğlu paşa'nın agresif atakları pkk terör örgütüne büyük darbeler indirmiş, soysuzlar çareyi barzani'ye sığınmakta bulmuşlardır.
barzani ise bu gelişmeler üzerine abd ve israil'i devreye sokarak kuzey ırak operasyonlarını kınamış ve bir an evvel son verilmesini istemiştir.(bu gelişmeler yaşanırken barzani hala türk pasaportu taşımaktaydı)
çekiç güç ve barzani'den aldığı destek ile 97 yazına bölgedeki üçüncü büyük güç konumunda giren pkk terör örgütü bu dönemde türkiye'den kuzey ırak'a göç eden 13.000 kişinin kaldığı ve bm koruması altında olan atruş kampı'nda resmen türkiye'ye meydan okumuş, bu durumu müttefik barzani ve abd ise sadece seyretmiştir...
tüm bu olanlara rağmen türkiye, abd ve israil'in kuzey ırak'taki tercihi olan barzani'yi güvenilir(!)bir müttefik olarak kabul etmek zorunda kalmış, hatta barzani'nin daveti üzerine mayıs 1997 de kuzey ırak'a tarihinin en büyük askeri harekatını düzenlemiştir.
barzani türkiye'ye karşı pkk'yı desteklemekten hiçbir zaman geri durmamış, bu desteğini gizlememiştir.
2007 yılında türkiye'nin yapacağı sınır ötesi harekata açıkça karşı durmuş, abd'nin pkk'ya karşı türkiye ile birlikte mücadele edin önerisine hayır demiştir.
2014 yılında bizzat mesut barzani pkk'nın mahmur kampına gitmiş ve aynı sene mesut barzani'nin oğlu mesrur barzani; "pkk'yı hiçbir zaman terör örgütü olarak görmediklerini" söylemiştir.
aynı mesut barzani 2016 yılında pyd/ypg'nin pkk ile aynı yapı olduğunu ve bunların suriye'de özerk bir hükümet kurmasını desteklediklerini de beyan etmiştir.
2018 yılına geldiğimizde ise barzani, türkiye'nin yaptığı zeytin dalı harekatını eleştirmiş ve harekatın derhal sona ermesini söylemiştir.
tabi diğer harekatlarda, afrin, barış pınarı vb barzani'nin tutumu hep pkk'dan yana olmuş, türkiye'nin operasyonlarına karşı açıklamalar yapmıştır.
ne diyelim...
3000 yıllık devlet geleneğimiz var, ama şu sıralar devlet aklı pek çalışmıyor...
