80 lerin sonunda 90 ların başında çocuk olmak

entry258 galeri video2
    74.
  1. 80'li yillarda yaşamak demek

    1980li yıllarda hayatının ilk tecrübelerini yaşamış,
    ilkokula gitmiş,
    ajda pekkan'ın
    alo, michael jackson'ın pepsi reklamlarını
    hatırlayacak kadar şanslı
    olmak demek big in japan , the final countdown , eye
    of the tiger
    demek.
    voltran voltran voltran demek , depozito toplamak
    adina kola sisesi
    biriktirmek demek , adile nasit ten masal dinlemek
    demek. debbie
    gibson, tiffany, jason danovan, sandra,modern talking
    .vb...dinliyor
    olmak...comanchero' nun ve life is life ın sözlerini
    ezberlemeye
    çalışmak demek...michael jackson, madonna, samantha
    fox demek

    korhan abay,cenk koray,metin milli,ersen ve dadaşlar
    demek.clementine,
    he man, she ra, transformers demek.

    okula siyah önlükle gitmek demek.
    kayahan,nilüfer, sezen aksu, barış
    manço ile büyümek demek

    köle izaura demek, ziyaretçiler
    demek!!!! acidçi
    misin metalci mi demek...

    moruk demek,
    herild yani demek,
    hey corc versene borc demek,
    olmaz maykil bende de yok cevabini isitmek demek,
    geriye donup baktikca ic gecirmek demek...

    yüzyıl içindeki en iyi, en kıyak kuşak. hem eski hem
    yeni olmak demek.
    biraz gözü açık bir 80 li yüz yıllık nesil kültürünü
    bir porsiyonda
    almış demektir.

    edi mörfiiiiiii huuuuuuuuuuuuuu şörli makleeyynn
    yeeeeeee diye bağırıp
    en az bir technotronic kasedine sahip olmak demek.

    mahalle ce$melerinden su icmek, bayramlari iple
    cekmek,

    koltukaltında topla okul bahçesine yalnız giderken
    "nasılsa oynıycak
    birileri vardır" diyebilmek demek

    eti kemik geciyor demek;

    evden çıkmayan bilgisayar bebeleri haline gelmeden
    çocuklugunu
    yaşayabilmiş,son dönemin bir üyesi olmak

    ne sorusuna zonk cevabı vermekten zevk duymak, ,
    büyüteç ile kağıt
    yakmak ve siyah kağıtların beyaza oranla daha kolay
    yandığını
    keşfetmek, 9 voltluk pile dilinle dokunup o ekşi anı
    yaşamak,
    televizyon konserlerini teybe çekerken odaya giren
    anneyi hemen
    susturmak, 23 nisan çocuk şenliğinde gelen yabancı
    çocuklara 5
    dakikada aşık olmak demek

    son dersin son 5 dakikasında parkeleri giyip zilin
    çalmasını beklemek,
    hurraa kapıya doluşmak, dışarıya pestil olarak çıkmak
    demek, sinek
    ilacı arabalarının arkasında bıraktığı bulutta deli
    gibi dolaşmak
    demek.

    kutu kolayı actıktan sonra kapagını cekip cıkarıp
    atmak demek

    tipe bak demek

    fon muzigi laura brannigandan self control olan
    gunler. bakkala
    gitmenin, sokakta oynamanin, harclik toplamanin
    gecerli sayildigi,
    havuc'un olmadigi yillar demek... her seye ragmen
    temiz ve el
    degmememis bir hayat demek...sonrasinda biz buyuduk ve
    kirlendi dunya
    demek.

    pazar aksamlari mecburen yikanmak ve erken yatmak
    demek

    sesi açıp kısmak için televizyonun dibine kadar gidip
    üstündeki
    düğmelere basmak zorunda olmak demek

    sehirlerarasi yolculuklara cikarken otobusun 302s
    olmasi icin dua
    etmek. bilet alirken arka kapinin onu ve tekerlek ustu
    olmasin demek.

    resimli futbolcu kartlari demek, süper babaanne demek,
    fantayla kolayi
    karistirmak demek, mahalle kavrami demek.

    anket ve hatıra defterlerinin olmasıbunlara seviyorum
    ama kimi diye
    başlayan maniler yazmak,önünde tek arkasında 2 çizgi
    olan külotlu
    çorapların havada sallanarak giydirilmesi, içinde biri
    sabunlu iki
    ıslak bez olan mustili beslenme çantası,dantel
    yaka,yenen kokulu
    silgi,leblebi tozu çekerken atlatılan ölüm
    tehlikeleri, hulahop,ayak
    bileğine takılarak çevrilen top,sek sek
    oynamak,bayramda mahalleye
    dağılıp şeker toplamak, müsaitseniz annemler size
    gelecek demek
    trt'nin yayın akışınınbitmesiyle çalan istiklal marşı
    için ayağa
    kalkıp, marşı hazırolda bangır bangır söylemek ve
    marşın bitiminden
    sonra çıkan tiz "biiiiiiiiiiiiip" sesine rağmen
    televizyonu kapatmamak
    demek.

    zerrin özer demek. nasıl da geçmişti bütün bir yaz
    demek. bu şarkıya
    kafanda klip çekmek demek.

    annelerin çernobil yüzünden çay içirmemesi, gofret
    yedirmemesi demek..
    challengerın olduğu günkü haberleri hatırlamak demek..

    yazlık diskolarda içeri alınmamak demek. bunun için
    ağlamak ve içeride
    - her
    nedense- you are in the army now- şarkısında sarmaş
    dolaş
    danseden abi ve ablalara bakıp özenmek demek

    breyk breyk arkadaş arıyorm demek
    eve lazım olur diye fazlaca pul almak demek
    ho ho ho hoover demek
    zeki müren in size alo diyoruuuum demesi demek

    ilkokulda halley, petrol ve komancero sarkilarini
    uydurma sozlerle
    soyleyerek danseden tolga han ozentisi sefil dans
    gruplari kurmak
    okul sonrasinda ise her gun kosturarak eve gidip; bu
    topragin sesi
    programinda kimil zararlisi ile mucadele yontemleri,
    orman koylusunun
    sorunlari ve yuksek randimanli durum bugdayiturleri
    ile ilgili verilen
    faydali bilgilerin ardindan kamber aga ile uyanik
    skeclerini buyuk bir
    ilgi ile izlemek demek
    kucuk yasta bilinçli bir ciftci kadar ziraat bilgisine
    sahip olmak
    demek
    sinemalarda the lord of the rings, harry potter vs.
    izlemek yerine
    jules verne romanlari okumakla gecirilen bir cocukluk
    demek

    aldım çantamı kolumaaa,
    çıktım dallas yoluna,
    ben babi'yi beklerken
    ceyar girdi koluma
    şarkısını dansıyla birlikte bilmek demek.

    kimler geliyo kimler?
    sana ne,sana ne?
    ama bunu söylemenize gerek yokki,
    ben yapınca alışverişi,zaten alıyorum satış fişi
    replikleri barındıran ali-ayşegül atik reklamı ve
    bakkal amca,
    bir pergel, bir kalem, bir de çikolata alacağım.
    erooooolll, eroooolll
    (mahallede çocuklardan biri) buraya gelin dedim size
    buraya !
    fişini de al oğlum'daki meşhur erol,
    hadi hep birlikte,hep birlikte,
    biz biz olalım
    yemeklerden önceeee,
    lavaboya koşalım,
    hafta da bir kere tırnakları keselim,
    fırçalayıp onları tertemiz olalım diye şarkılar
    ezberleyen bir nesil
    olmak

    videocudan american ninja, kartal,kan sporu ve evil
    dead gibi filmleri
    kiralamak demek

    analogtan dijitale geçip devrini yaşamaış birey
    olduğunu anlamak ve
    ikisinden de farklı zevkler aldığının farkına varmak
    demek

    çok güzel bir ülkenin son yıllarını hayal meyal
    hatırlamak, sonra da
    çivisinin çıkışını görerek büyümek demek

    hava durumlarının eksi değil de "sıfırın altında
    bilmem kaç"
    denildiğini bilmek demek

    apartmanın çatısına 5 metrelik anten takıp üstüne de
    tencere kapağı
    bağlayan bir abinin sizi tv önüne oturtması ve çatıdan
    oldu mu diye
    bağırıp anteni ayarlamaya çalışması. yunanistan
    kanallarını
    görüntülemek adına .. oldu oldu diye camdan kafayı
    çıkarıp bağırmak ve
    kimsenin buna şaşırmaması demek. siyah beyaz ve karlı
    bir görüntü de
    olsa .. üstelik yunanca tek kelime anlamasanız da
    gündüz vakti çizgi
    film izlemek için az debelenmemiş olmak demek

    muhtemelen hayatımız boyunca yaşadığımız en güzel 10
    yıl demek...

    trt 1'de olu$an sorunlar sonucu yayına bir süre ara
    verildiğinde
    ekrana getirilen donuk ağaç, dağ bayır resmine 10
    dakika hareketsiz
    bakabilmek demek,

    türkiyede yaşamış son mutlu kuşak olduğunu hüzünle
    hissetmek demek
    --alıntıdır--
    4 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük