4. sezonumda newcastle'da kendimi bulduğum oyun, hastalık derecesinde bağımlılık yapıyor.
chievo'da başladığım futbol yaşantımda, hep küçük takımların büyük futbolcusu olmak gibi bir hayalim vardı. ne bileyim napoli'nin maradona'sı, galatasaray'ın hagi'si, barcelona'nın messi'si gibi. yok bu en son dediğim olmadı. neyse. özelliklerimi iyice geliştirip, chievo'dan ingiltere ligi'ne transfer olmak en büyük hayalimdi.
ama gençliğin verdiği rehavetle ilk sezonda neredeyse full yedek bekledikten sonra ikinci sezon da si.erim lan deyip skip match yapmaya başladım, o bar senin bu bar benim, gelsin çıtırlar, içkiler sigaralar derken bir baktım bu götoşlar sözleşme yenilemek istemiyor benimle. 19 maçta 7 gol 3 asist yapmışım ki bu da orta saha oyuncusu için iyi sayılabilecek bir istatistik, takımın en iyi dördüncü istatistiği hatta. "birgün beni arzularsınız ama kapımı bile çalamazsınız lan" dedim ve ingiltere'nin yolunu tuttum. kim mi? stoke city! ne bekliyordum ki, maç eksiği olan, ronaldo gibi göbek yapmış bir adamı gelip manu mu isteyecekti. topladım bavulları gittim.
off! işkence yaa, küçük takımın yıldızı olacam derken harcanıp gidiyordum. çünkü nekadar maç yaparsan o kadar daha fazla gelişiyorsun, ama bu takımda değil avrupa'da oynamak, ilk ona bile giremezdim. sezon ortasını değerlendirmek için bekledim. son haftaya kadar hem de. son hafta gelen teklifle ise gözlerim yaşardı, newcastle beni 3. sezonumun ortasında kadrosuna katmıştı.
o sene 4-5 maç sonra ilk on bire girmeye başladım. takımın ligdeki derecesi kötüydü ancak uefa'da yarı finale kadar çıkmıştık. sezon sonuda ise artık 20 yaşında uefa kupasıyla poz veren ve milli takım ile dünya kupası için mücadele verecek bir eleman olmuştum. ayrıca yarım sezon oynamama rağmen o yaşta bir de uefa kupası asist krallığı ödülünü almıştım.
geçen sezon ise tabiri caizse fırtına gibi estik. ligi 11. bitirdiğimiz için avrupa'da yoktuk ancak takımımı şampiyon yapacağıma and içmiştim. ve öyle de oldu, hem lig hem de d1 cup bizim oldu. alan smith - theo walcott - montolivo - owen - martins ve son olarak ben. efsanevi bir hücum hattımız oluşmuştu. bu takımın maradona'sı olmak şampiyonluklar, şampiyonlar ligi kupaları görmek istiyordum. yeter lan, ağlıcam şimdi.
çocuk gibi heyecanlandım yine sözlük, mına koyayım senin konami!