Kimi malın kuran'daki "düşünün" çağrılarını "bilimsel metotlarla araştırın" diye paketleyip satarak karşı çıkmaya çalıştığı tezdir.
Kuran'daki "düşünmez misiniz, görmez misiniz?" çağrıları asla ve kat'a bilimsel metotlarla yapılacak araştırmalara çağrı değildir. Zaten öyle olsa, onca lafın arasında bir zahmet bilimsel araştırma metodu tarifi yapılır, "buradan yürüyün. Her gördüğünüzün arkasında bir sebep, her sebebin arkasında başka bir sebep bulacaksınız. Hepsinin arkasında ise ben varım" gibi bir şey söylenirdi.
Oysa ilgili ayetleri hemen takip eden ayetlerde "işte bu Allah'ın eseridir, kudretinin kanıtıdır, o yapmıyorsa kim yapıyor?" gibi şeyler söylenir Yıldırımlardan tutun da bitkilerin büyümesine kadar hep böyledir. Özetle, "görün, düşünün" denilen her şey en cahil arabın bile gördüğü doğa olaylarıdır. Bu olayların hemen arkasına Allah konumlandırılır. Yani bunu doğrudan Allah yapıyor hesabı... Yıldırımı zeus değil, Allah gönderiyor! Çok mu farklı? Velhasıl düşününden kasıt, iki saniye düşünün ve bunu Allah'ın yaptığı sonucuna varındır.
Doğrudan Allah yapıyorsa araştıracak ne kalıyor ki? Hatta bu durumda araştırmak ve araştırılanın izahı olarak doğal bir mekanizma bulmak, Allah'ın "ben yapıyorum, ediyorum" iddialarına karşı çıkmak anlamına gelmez mi?