halka mâl olmuş herhangi bir insanın fotoğrafını herhangi bir cümleyle meç edip halka servis ettiğinde bunun o insan hakkındaki kamuoyu algısını şıp diye değiştirdiğini gözlemleyen bazı insanların aramızda olduğunu gösteren bir konu. ismet inönü'den hazzetmem lakin "arada sırada osurup sık sık sıçan kaynaklar" ile bilgi açlığını doyurmaya meraklı bir insan da değilim. ismet inönü'nün kaynağı belli birkaç sözünü burada paylaşarak allah hakkındaki düşüncesini az çok aydınlatabileceğimi düşünüyorum *;
"Biz, siyasette, memleket idaresinde, muhafazakâr politika tâkip etmeyiz. Programımızdaki ilkeler ve devrimci karakterimiz, muhafazakârlığın zıttını ifade eder. Bununla beraber, muhafazakâr bir siyasî parti ile demokratik rejim içinde normal vazife münasebetlerinde bulunuruz. Fakat muhafazakârın daha sağında akımları, Anayasa düzenimiz ve Atatürk Devrimleri bakımından ciddî tehlike sayarız. Bu akımları besleyenler, gerici, irtica arayan ortaçağ mutaassıplarıdır. Bugün bizim karşımıza çıkıp siyaset alanında din üzerine iftiralar ve tecavüzler yapan insanlar derviş Vahdetinin halefleridir. Derviş Vahdeti hareketi şehirlerde ve Galata Köprüsü üstünde nasıl yakamıza yapışıp “Allah” ve “Şeriat” sözünü istismar ettiyse, bugün siyaset alanında bize karşı “Allah”, “Müslüman” sözünü politika istismarı alanına getirenleri aynı mahiyette görürüz."
"iç politikada hatalar daha hafif değildir. En başta, Türk’ü Türk’e Müslüman’ı Müslüman’a düşman eden dinsizlik, komünistlik iftiraları gelir. Dini siyasete âlet eden kanun suçlusu sahtekârlar, büyük cüretle çalışmaktadırlar. Mezhep kavgalarını canlandırıyorlar. itikada, ibadete, vicdan hürriyetine tecavüz ediyorlar. Bu seçim için bir gazetenin kaba bir yalan olarak uydurduğu (Cumhuriyet Halk Partililer Genel Başkanlarını âhir zaman Peygamberi ilân ediyorlar) yalanını dillerine dolamışlardır. Yalanın kasten uydurulmuş bir seçim düşmanlığı olduğunu istediğiniz kadar söyleyiniz. Bütün sahtekârlar her yerde bunu tekrar ediyorlar.
Cenab-ı hak ismiyle siyasî bir söz söylemek lâzımsa söyleyeyim:
Bu sahte din simsarlarının şerrinden Allah vatanımızı, milletimizi korusun.
Tarihten ve kendi hayatımızdan tecrübemiz odur ki, siyasette din istismarcılarına memlekete zararları gerçekten endişe edilecek kadar geniş bir ölçüde olabilir."
“Arkadaşlar, ben bazı toplantılarda konuşurum. Karşımda adamlar beklerler: (bak) derler, (dikkat edin, bir saatten beri konuşuyor. Bir defa Allah sözü çıktı mı ağzından? Çıkmaz, Allah sözü ağzından çıkmaz bu adamın) derler. Siz gene hafif günlere geldiniz. Bana eskiden kendi grubumuzda söylerlerdi bunu. (Ne olur canım bir defa Allah sözü söyle) derlerdi. Sonra bir gün grupta çıktım, anlattım: (Efendiler) dedim. (Ben her işte Allah’ın adını ve şeriatın dilini kullanan bir terbiye sisteminden geldim. Bunun alâsını bilirim ben. Hocaların bilmediği kadar ben bunu memleket, millet işlerinde dini bakımdan değerlendirebilirim. Ama siyasette bir defa buna başladın mı, siyasî hayatı bu yarışa sokmuş olurum. Ve bir sene sonra bakarsınız meşhur geçmiş âlimlerden birisi iktidara gelmiş. Şeriatın hâmisi ve tâkipçisi olarak yeni bir mesleki felsefe kurmuştur. Ne hale gelir memleket? Onun için yapmam bunu ben. Yapmadım, yapmıyoruz ve yeniyoruz."