17 temmuz kavurucu bir pazar günü sokakta italya ve brezilya finalini bekliyorken bursadaki tüm içkili restoranların 22.30 daki maç için tüm sandalyelerinin dolu olduğunu büyüklerimizden duymuştuk. neyse ki babamlar bir yer ayırtmış akşam için saatleri sayıyordum. sanki türkiye finaldeydi. benim için bir yerde maç izleyecek olmam, aile büyükleriyle maçı takip ediyor olacak olmam 2 kat heyecanlandırıyordu.
los angeles'in rose bowl stadı'nda whitney houston'un şahane konseri ile süslenen muhteşem kapanış töreni yanında, büyük futbolun futbol olarak büyüklüğü adından ibaret kalacak, doksan değil, yüz yirmi dakikada iki dev takım tek gol atamayacaktı.
o zamanlar ülkece arjantin' li olduğumuz için finalde bize daha yakın gelen taraf brezilya'ydı.
ancak roberto baggio sevdalısı olarak o gece italya' yı tutuyordum.
biralar, rakılar masada gırla gidiyor, müthiş bir uğultu ve maçın 90. dakikası 0-0 tamamlanırken saatler 00.30 du.
uzatmalar, penaltılar derken 02.00 ye kadar süren bir şölen olmuştu benim için. yıllar boyunca anlatabileceğim bir anının bu denli güzel olmasına sebep o meyhane kokusunun, babaların ve abilerin bir arada güzel bir türkiye portresi çizmesi kesinlikle etken olmuştu.
baggio kaçırdı ve 24 sene sonra brezilya kupaya uzanmıştı. rio yıkılıyordu ve ülkede 18 temmuz resmi tatil ilan edildi.