Pargalı ibrahim Paşa, 1493 yılında bugün Yunanistan sınırları içinde kalan Parga yakınlarındaki bir köyde doğdu. 6 yaşında istanbul’a getirildi. Kanuni’nin şehzadeliği sırasında Manisa’da onun maiyetinde bulundu. Kanuni padişah olduktan sonra onunla birlikte istanbul’a geldi. Osmanlı devletinde çeşitli görevlerde bulundu.
1521 yılında Belgrad’ın fethinde görev aldı. 1522′de Rodos seferine katıldı. 1523′te sadrazamlığa getirildi. 1524′te Kanuni’nin kızkardeşi Hatice Sultan ile evlendi. Mısır Beylerbeyi unvanı verildi. Mısır’da asayişi sağlamakla görevlendirildi. Macaristan seferine katıldı ve Mohaç Savaşı’nın kazanılmasında önemli rol oynadı.
Daha sonra Anadolu’daki isyanları bastırmakla görevlendirildi. Anadolu’da aldığı tedbirlerle isyanları sona erdirdi. i. Viyana Kuşatması ile sonuçlanan 2. Macaristan seferine katıldı. Avusturya imparatorunu Osmanlı sadrazamına eşit sayan 1533 tarihli istanbul Antlaşması’nın müzakerelerini yürüttü. Safevilere karşı düzenlenen Irakeyn seferine katıldı. Tebriz’i aldıktan sonra Kanuni’nin kuvvetleriyle birleşti ve Bağdat’ın fethinde görev aldı. Kanuni Sultan Süleyman’ın saltanatı döneminde 1523-1536 yılları arasında sadrazamlık yaptı. 13 sene sadrazamlık yaptı. Pargalı, frenk, damat, makbul ve maktul lakaplarıyla anıldı.
Farsça, Rumca, Sırpça ve italyanca biliyordu. Bugün Türk ve islam Eserleri Müzesi olarak kullanılan ibrahim Paşa Sarayı’ndan başka, istanbul, Mekke, Selanik, Hezergrad (Razgrad) ve Kavala’da cami, mescit, okul, medrese, zaviye, hamam ve çeşme gibi eserler inşa ettirdi.
Irakeyn Seferi sırasında yaptığı bazı uygulamalar sebebiyle padişahın güvenini kaybetti. 15 Mart 1536 tarihinde ölüm cezasına çarptırıldı.
Kanunî, 1523'te devlet geleneklerine aykırı bir şekilde Şahinciler Ağası Pargalı ibrahim Ağa'yı veziriazamlığa yükseltti. Pargalı ibrahim bu yüzden "Makbul ibrahim Paşa" olarak anıldı.
13 yıl süren veziriazamlığı muhteşem bir dönemdi. Ancak artan gurur ve kibiri ile Hürrem Sultan'la çekişmesi veziriazamın kendi sonunu hazırladı.
1536 yılının 14-15 Mart gecesi iftar için saraya çağrıldı. Gece yarısı dört dilsiz cellat tarafından uykudayken boğuldu.
Daha önce "Makbul" olarak adlandırılan paşa öldürüldükten sonra "Maktul" lakabıyla anıldı. Cesedi gizlice defnedildi. Ne bir türbesi ne de bir mezartaşı oldu. Mezarının yeri unutulmasın diye başına bir çitlembik ağacı dikildi.