gerek insan yaşamı ve kainata dair vazettikleri ile kendi içinde bir çelişiklikler yumağı olması, hem de anlaşılamayacak, akla mantığa ve hatta vicdana aykırı pek çok kaidesi ile günümüz modern dünyasının değer yargıları ile uyuşmayan bir dindir.
günümüz dünyasına uymadığı için de bilhassa son 70 yıldır moderniteye uydurma çabaları içine girilmiş. ve ortaya absürt bir mekanizma çıkmıştır.
insanlar dinin şerri yönündeki öz değerleriyle dünyalarını entegre edemediklerinden, yani inandıkları gibi yasayamadiklarindan, yaşadıkları gibi inanmaya başlamışlardır.
tabii geldigi dönemde çöl coğrafyası şartlarında kendinden öncekilerin önüne geçme ve onları sindirme/silme çabası ile tek gerçeğin kendisi olduğunu belirtmesi ile adeta bir dayatma halini almıştır ve bilhassa muhammed peygamberin vefatından sonra bu dayatma giderek kesiflesmistir.
öte yandan, tamamen korkularla dolu olması, tanrıyı gaddar bir varlık olarak adletmesi, bu dinin ve bu dine inananların tam olarak hangi amaca hizmet etmesinin belli olmaması gibi sebeplerle de islamın ve onun uygulayıcısı olan müslümanların iki yüzlü insanlar olduklarını söyleyebiliriz. yalnız sanılanın aksine bu iki yüzlülük yalnızca insanlardan ve anlayışlardan değil, bizzatihi islamin kendi özünden ileri gelmektedir...