yaptığım tek şey hayattan kaçarak kitaplara dalmak. bir nevi uyuşturucu görevi görüyor kitaplar benim için. hayatın sefaletini, adaletsizliğini, acıları ve benliğimi unutmanın başka yolunu bulamıyorum. hayat devam ediyor, ben devam edemiyorum. yaşlanıyorum, çürüyorum, insanlardan ve hayatın günlük akışından uzak kalmış bir halde kendime zarar verdiğimi düşünüyorum. hala hayatı tanıyamıyorum. keşke vahşi bir hayvan olup bir başka hayvana av olsaydım diyorum. belki bu şekilde varlığımı kısa yoldan tamamlamış olurdum. merak edilecek, hevesle beklenecek, uğruna çaba sarf edilecek yarınlar tahayyül edemiyorum. ölmeden önce hayatta yaptığım tek şeyin kendimi dışarıya kapatarak kitap okumak olmasını istemiyorum.
üç yıldır beni iliklerime kadar sömüren bir iş yerinde çalışıyorum. işe girdiğimden beri biliyorum beni ne hallere koyacaklarını, yine de daha iyi bir iş aramak gibi bir çabadan bile aciz kalıyorum. çünkü umudum yok, gücüm yok. yeni çabalar, ağızlarına bakılacak yeni insanlar, yeni patronlar. yeni stresler ve yeni hayal kırıklıkları. ben bunlar için artık oldukça güçsüz biriyim. oysa beni hayatta tutmaya yetecek şeyler o kadar uçuk kaçık hayaller değillerdir. bir kulübe, bir bahçe. daha fazla yazmak için bile gücüm yok. mutlu olun.