ne yazık ki, özellikle deprem bölgelerinde proje yapan mimarların elleri kolları bağlı kalmaktadır. Kendilerini avrupada zannetme sevdasını bir kenara bırakıp türkiye'nin gerçeklerini görmeleri gerekir. Avrupada deprem gibi dinamik karakterli bir yük yoktur. Ancak, konu deprem olunca yapıların düzensizliklerinin incelenmesi gerekir. Mimarlar, gösteriş merakı ile çok güzel geometriler yaratıp projeyi sunar. Ancak yaratılan mimariler o kadar çok düzensizlik içerir ki bir inşaat mühendisi asla böyle bir projeyi yapmaya yanaşmaz. Bu seçiminde haklıdır çünkü mal ve can kaybının önlenmesi kağıt üstünde yaratılan bir mimariden daha değerlidir. Sonuç olarak, her iki tarafın haklı olduğu yerler vardır. Mühendisler, mimarların biraz taşıyıcı sistem bilgisi olmasını isterken mimarlarda mühendislerin daha yaratıcı olmasını isterler. Oysa mimarların bilmediği bir şey vardır ki o da statik proje yapan mühendis oldukça yaratıcı ve mantıklı olmalıdır.