hasan ali toptaş

entry129 galeri
    125.
  1. hasan ali toptaş... iki- üç kitabı haricinde okumadım. Birkaç sene evvel okuduğumda, bugün bakıyorum ki her kitabı aklımdan uçup gitmiş. öyküleriyle ilgili bir tanesi haricinde hiçbir bilgim yok.
    büyülü gerçeklik denen türde öyküler yazdığını biliyorum. ama borges, marquez ve Yaşar kemal’den sonra bu tür için arayışta bulunamadım. borges ve bilhassa Yaşar kemal’in Büyülü gerçekçi tatları bana yetti ve kafamın asla uyuşmayacağı muhafazakar ingiliz- arjantinli bana yetti.
    toptaş’ın öykülerini muhteşem bulan postmodern, ikinci yenici tip tanıdıklarım var/dı.eyvallah.
    işin taciz kısmı hukukun sorunudur.
    eyvallah. tepki kısmı ahlaki bir durumdur.
    Buna da eyvallah.

    Ama canı önceden de yanmış bir kadının feveranını es geçemeyiz. erkek denen bu yaratığın, ben de dahil ziki kalkınca her istismarını eril zırvalıklarla aklamaya kalkması tam bir adilik. hemfikirim.

    linç kötü bir sosyal olgu ama; bazen aklı başa devşirmenin şiddet içermiyorsa en olgun yolu. bu bağlamda, özür dileyip itiraf eden yazarın, şiddetsiz linçten nasibini almasını onaylıyorum. öyle her itiraz da linç olmuyor. beni linç ettiler iddiası da zırboş. bazen linç adil olabilir.

    şaka şaka. hiçbir linç adil değildir. Tabii itirazı linç diye sunma kurnazlığı yapmıyorsanız.

    Tabii sarkastizmi bir yana bırakırsak; Hasan Ali Toptaş'ın, statüsünün verdiği cesareti kötüye kullanması, gerçek yaşamın edebiyattaki kurguyla örtüşmeyeceğini, kötülüğün kurgu olarak kalmayıp insanların ruh dünyalarına vereceği zararı bu kadar geç farkettiğini beyan etmesi, özrünü haklı çıkarmaya yetecek türden değil.

    Türkiye'de siyasetten edebiyat dünyasına, eril dil ve cinselliğinin hegomanyasına hep birlikte karşı çıkmak elzem, kadınların maruz kaldıkları tacizi cesaretle dile getirmelerini, gelecekte bu tür olayların önüne geçilmesi açısından değerli buluyorum.
    1 ...