ilgiyle karşılanmış ancak bugüne kadar bu kadar ilgi gösterilip bu kadar yerin dibine sokulduğunun başka bir örneğine şahit olmadığım türk filmidir.
tamam eksikleri var elbette, buraya gelip mükemmeldi insanlar anlamamış kasmasına girmeyeceğim. ama herşeyden önce film bir ezel akay filmi. yabancı filmlerde wes anderson filmlerinde, amelie de ve guillermo del toro filmlerinde gördüğüm renk, kostüm ve sahne tasarımı ile ilgili baştan sona bir görsel şölen olduğunu ve sadece renk ve kıyafet kullanımının bile enfes olduğunu neden kimse dile getirmiyor? şu adam çeşitli sebeplerden zübük filmini çekemedi diye biliyorum. 2000 li yıllardan bugüne film çekmediği her yıla lanet okumak gerekirken alt alta koyuyorsun 5. filmi olmuş. tiyatro için yazılmış senaryoyu da bu konseptte, genelde karikatür filmler çeken bir yönetmenle yapmak da iyi fikir. ama bu süre içinde anlatılmak istenenle yer verilen sahnelerin birbirine uymaması bence tezatlığı oluşturuyor. bunun üzerinde duracağım.
yani filmin adından ve fragmandan, başka bir kadın için karısından kurtulmak isteyen bir adamın dokuz tane cinayet teşebbüsünü izleyeceğimiz belli. eğer her denemede karakterin aynı tepkileri vermesi, aynı tiplerin olay sonrası mahale varması söz konusuysa bu bence film değil dizidir. yap kardeş 10 bölümlük mini dizi, 20'şer dakikadan daha iyi değil mi? ilk bölüm karakterleri tanıtsan ve bölüm ilk teşebbüsün ardından bitse, sonraki bölümlerde dokuz teşebbüsü izlesek, 9. bölümde lilith in ortaya çıkışı ile kapanıp 10. da bağlansa emin olun insanlar bu kadar tepki vermez, aynı görüntüleri koymuş izlenimi veren sahnelerin gelmesini bekler, o zaman istediğiniz tepkileri alırdınız. yani ben örneğin Haluk bilginer'in sesini iyi bulurum ama dans etme çabaları hep eğreti gelmiştir. yıllar yılı izlediğimiz komik olmak için sinirli olmanın ötesine geçemeyen haluk bilginer tiplemesinden farklı bir adem karakterinde kendisini görmek de düzeldi, ama üstüne konulamamış, dahası aynı konseptteki sahnelerin derinliğine fazlaca girememiş olduk. ademler diye bir grup görüyoruz, çok hızlı tanıtılıyorlar bize ama hepsi görüntü olarak birbirine benzer ve birer cümlelik söylemleri olunca ayrı karakterler olarak zihinde oturmuyor. daha ziyade bitsin diye beklediğiniz sahneleriniz oluyor.
ben başrol oyuncularının hepsini beğendim, yani şu filmi gömmek için erkeğin erkeği dudaktan öpmesini döndürüp döndürüp takılanlar, godfather part ii de michael-fredo sahnesinde de lanet olsun deyip filmden soğudu mu acaba? ya da the office de michael scott un gay olma empatisi öpücüğünde yine takibi bıraktınız mı acaba? film absürt komedi, zaten o absürtlüğü de yer yer gülünçtü, yani çok klişe ve basit espriler dışında filmin tebessüm ettirmiş olmasına değil de, kötü tasarlanmış birkaç şakaya niye odaklanılıyor?
yalnız göte göt demek lazım tabii. tamamen komedi unsuru şeklinde diziye konan ikiz kardeşler, ambulans görevlileri hiç komik değillerdi. karakterleri birbirinden ayıracak diyalog ve sahneler yerine sanki bu arkadaşları casting ajanslarından toplamışlar, şu kadar sürede kendinizi gösterdiniz gösterdiniz yoksa gibisinden strese sokup ortalığa salmışlar gibi hissettim. başka hiçbirşey yok. hatta o karakterler olmasa birşey kaybetmez film, o derece özensiz buldum.
ama bütüne bakıldığı zaman çiftlerin yan yana izleyebileceği eli yüzü düzgün bir film var karşımızda. tek izler miyim, izlemem. tekrar baştan sona izler miyim, belki, aradan zaman geçtikten sonra. ne olur size shawshank redemption vaad edilmiş de yerine gelmemiş gibi şu filmi aşırı yermeyin, yazıktır ya! birşey daha yazacağım hayret kimse farkına varmamış, ama doğrudan sahneyi tarif ediyorum o yüzden izlemeyenler bundan sonrasına bakmadan ilerlesin.
--spoiler--
fikrine güvendiğim eleştirmenler dahil, son ve bol ölümlü sahnede adem'in bayılmamasını gözden kaçmış ayrıntı gibi söylediler. artık ne kadar sıkılmışlarsa, adem'in hipnoz ve telkinle o korkusundan kurtulduğunu, dolayısıyla tekrar bayılmamasının zaten beklenen birşey olacağını asıl eleştirenler gözden kaçırmışlar.
--spoiler--
verdiği mesaj, feminizm eleştirisi için de diyeceğim, filmin bakış açısı bu. absürt komediden ülke ve dünya gerçeklerine objektif bakmasını bekleyip, beğenmediği içeriği yerin dibine sokup, muhtemelen olumlu birşeyler yazdım diye bana bile ağzına gelen hakaret ve küfrü saymaya hazır bir ruh halinde olmak normal de, erkek olmaktan kaynaklı yerleşik öldürmeye meyilli olmayı iddia etmek, buna hastalık demek tuhaf yani?