Çok ilginç bir şey. Arkadaşlarla sık sık toplanıyoruz, rakı içenleri izleyeceğim diye henüz günün keyfini çıkarabilmişliğim yok. Sahiden abartmıyorum.
Rakı içmeyenler kıpır kıpır ortamda. Bir dakika yerlerinde duramıyorlar, gülüyorlar, sürekli konuşuyorlar. Ne içerlerse içsinler. Eğlenmek için orada olduklarının bilincinde hepsi. Masaların üzerinde yuvarlanıp oradan sarkıyorlar. Dans ediyorlar.
Rakı içenler ise kederli. Depresyon mu içiyorlar ben henüz anlamadım. Bak geriliyorum yine. ibrahim erkal'ın duvara asılmış gelinliği izlemesi gibi izliyorlar ortamda bulunan insanları. Durgun, hüzünlü ve yavaşlar. Ben bir kase kuruyemişi sincap gibi iki yanağa boş yer kalmasın dercesine itelerken, bunların iki parmak ucuyla oradan son derece ağır çekim bi fındık alıp ağızlarına aynı yavaşlıkla atmasına sahiden sinir oluyorum. 9 gündür yediğim tek şey bu ve bunu bile zor yiyorum gibi bir isteksizlik. Valla anlam veremiyorum. Bi de keyiflerine müthiş şekilde düşkün olmaları var ki bu hüzne ve isteksizliğe aykırı. 2 bardak rakı için 32 çeşit meze ve bilmem ne isteyecek kadar keyfine düşkün olup bu şekilde davranmaları. Psikolojik bir bozukluk bu.
Şimdiye kadar hızlı hareket eden, hadi bakalım gençler eller havaya diyip kadeh tokuşturan, kahkahalar atıp çok konuşan bir rakıcı görmedim. Mutsuz oldukları için mi rakı içiyorlar yoksa rakı içtikleri için mi mutsuzlar onu yine anlamış değilim. Sahiden garip tipler hepsi.