Çünkü en dandik Avrupa ülkelerinde kimseyi günde 8 saatten fazla çalıştıramazsınız. Haftalık toplam çalışma saati belirlidir. Bunu aşarsa fazla mesai ücretini çalışan alır.
ingiltere'de haftada 40 saatten bir dakika fazla kimseyi çalıştıramazsınız.
Türkiye'de 6 gün 12 saat çalışılan emek aslında asgari ücretin iki katını hakeder.
Yüzde 20 işsizlik olan Türkiye emek piyasasında işveren lehine bir durum mevcut. Ayrıca 5 milyon Afgan-Suriyeli mülteci sigortasız 7 gün 12 saat bedava çalıştırılabilirken kim takar yerli işgücünü.
Bu sorunun bir çaresi mevcut işyerlerinin kapasitesini artırmak için ekonomiyi büyütmek, mevcut işletmelerin işçi artırımını sağlamaktır. Bu eldeki bilgisayarın işlemcisini yüzde 90 kapasite ile çalıştırmak gibidir ısınabilir.
En önemli ikinci çaresi ise mevcut işler haricinde yeni işler yaratabilmektir. Bu ekonomiyi ısıtmadan çoşturmaktır.
Yeni işler yaratabilmenin yolu yatırımdan geçer.
Yatırımda kapital olmadan olmaz.
Kapitalde ülkelemizde bulunmaz. Tek çare yurtdışından sermaye bulabilmektir.
Yurtdışı yatırımcısı da yarın hükümet tarafından başına ne geleceğini bilmediği bir ülkeye gelmez. Hukukla oynayan yönetimi gören gelmez. Mahkemeler tam bağımsız olmalıdır.
Yabancı yatırımcıların kendilerini dövdürmek gibi enayilikleri yoktur.